Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, özellikle son dönemde tartışılan "Terörsüz Türkiye" sürecine yönelik çok sert eleştiriler yöneltti. Sürece yönelik itirazlarını net bir dille ifade eden Ağıralioğlu, terörün tanımını yaparak başladı: "Terör, terördür; terörist, teröristtir. Terörist, dönemsel çıkarlar için ne kahraman olur, ne de kurucu önder olabilir." dedi.
Ağıralioğlu, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın meşrulaştırılması girişimlerine karşı çıktı. Öcalan için kullanılan "İmralı sakini" veya "umut hakkı" gibi ifadelerin teröristi aklamayacağını belirterek, "Öcalan, terör örgütünün kurucusudur ve yüz bin yıl da yatsa bu sıfattan kurtulamaz," dedi.
Anahtar Parti Lideri, Öcalan'ın Kürt vatandaşların temsilcisi olarak gösterilmesinin kesinlikle kabul edilemez olduğunu ve bu tür bir gündemin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) yerinin olmadığını vurguladı.
Meclis çatısı altındaki tartışmalara da değinen Ağıralioğlu, terör içerikli sloganlara tepki gösterdi. "Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin en şerefli mekânıdır. Meclis Başkanı, Öcalan lehine atılan sloganlara sessiz kalamaz," diyerek Meclis yönetimini uyardı.
Konuşmasında en ağır eleştirileri iktidara yönelten Ağıralioğlu, 23 yıllık süreçte hükümetin sorun çözmek yerine sürekli komisyonlar kuran bir yapıya dönüştüğünü savundu. "23 yıllık iktidar, ülkeyi 'komisyon hükümeti' hâline getirdi. Sorun çözmek yerine her mesele için komisyon kuruluyor. Madem komisyonla çözülüyordu, o zaman zeytin üreticisine de, geçinemeyen emekliye de komisyon kursunlar."
Ayrıca, silahların teslim edileceği yönündeki vaatlerin gerçekleşmediğini, tam tersine "teslim olacaklar" denilen yüzlerce teröristin Suriye'ye geçerek güvenlik zafiyeti yaşandığını dile getirdi.
Ağıralioğlu, partisinin siyasi duruşunu ise şu sözlerle özetledi: "Terörle pazarlık Türkiye'yi küçültür, Meclis'i itibarsızlaştırır. Biz, terörsüz bir Türkiye'ye inanıyoruz ancak teröristten destek bekleyen siyasete itiraz ediyoruz." Öcalan'a "umut hakkı" arayanların karşısına, milletin sandıkta vereceği "unutma hakkı" ile çıkacaklarını söyleyerek Manisa'daki temaslarını sonlandırdı.
