Eskiden neredeyse her evin bahçesinde bulunan, uzun kış gecelerinin vazgeçilmez meyvesi olarak bilinen iğde, bugün hem üretim hem de görünürlük açısından yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Meyvesi, yaprağı, çekirdeği ve çiçekleriyle şifa kaynağı olarak bilinen iğde, artık pek çok bahçede görülmez hale geldi.
İlçede çiftçilik ile uğraşan 60 yaşındaki Mustafa Akçam, tarlasındaki tek kalan iğde ağacını korumak için yıllardır mücadele ettiğini söylüyor. Eskiden her ailenin bahçesinde mutlaka bir iğde ağacı olduğunu dile getiren Akçam, "Atalarımız iğdenin faydalarını anlatırdı. Her akşam çerez olarak yerdik. Ancak iğde ağaçları her yıl azalıyor, nesli tükenmek üzere" ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin pek çok bölgesinde yetişebilen iğde özellikle İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da yaygın olsa da üretim miktarı yıllar içinde ciddi ölçüde düşüş gösterdi. Meyvesi, yaprağı, çekirdeği ve çiçekleriyle tam bir şifa kaynağı olarak görülen iğdenin sağlığa faydaları da saymakla bitmiyor.
Sindirim sistemini düzenlemesi, kabızlığı önlemesi, bağışıklığı güçlendirmesi, kolesterolü düşürerek kalp sağlığını desteklemesi, kan şekerini dengelemesi, karaciğer yağlanmasını azaltması ve böbrek taşı düşürmeye yardımcı olması, iğdeyi halk arasında “doğal ilaç” konumuna getiriyor.
Aynı şekilde iğde çekirdeği tozu da antioksidan ve antimikrobiyal özellikleriyle dikkat çekiyor. Mide–bağırsak enfeksiyonlarından ödem atımına, kan basıncının düşürülmesinden kronik hastalık riskinin azaltılmasına kadar pek çok faydasından dolayı bölgede sıkça tercih ediliyor. Öksürüğü hafiflettiği de belirtiliyor.
İğdenin meyvesi, yaprağı ve çiçeği çay olarak da tüketilebiliyor. Alaşehir’de birçok kişi birkaç adet iğdeyi sıcak suya ekleyerek hazırladığı çayı özellikle kış aylarında sağlık desteği olarak kullanıyor.
Alaşehir semt pazarında ise artık nadir bulunan iğde, kilosu 200 TL'den alıcı buluyor.
