Manisa'nın tarihî ve manevi simgelerinden Ulu Cami, asırlardır ayakta duran mimarisiyle dikkat çekmeye devam ediyor. Fakat caminin asıl sırrı, tam 660 yıllık minberinde gizli. Doktor Fahrettin Er'in dikkat çektiği bu şaheser, on binlerce ahşap parçanın tek bir çivi bile kullanılmadan, gizli kanallarla birbirine kilitlenmesiyle oluşturulan Kündekari tekniğinin Türk-İslam sanatındaki "zirvesi" olarak nitelendiriliyor.
Minberin üzerindeki yuvarlak figürlerin ise o dönemin bilinen gezegenlerini sembolize ettiği düşünülüyor. Er, yaptığı açıklamada minberin sadece bir ibadet aracı değil, aynı zamanda bir harika olduğunu vurguladı. Bu eşsiz eserin ustası ise Amele El Hac Muhammed İbni Abdullah olduğunu dile getirdi.
Doktor Er'in aktardığına göre, usta sanatkar ömrüne sadece iki minber sığdırabilmiş, bir tanesi Manisa'da bir diğeri ise Bursa'da. Manisa Ulu Camii'nin minberini tam 20 yılda tamamlayan İbni Abdullah, sonrasında Bursa Ulu Camii'nin minberini yaparak ömrünü noktalamış.
660 Yıllık Zamana Meydan Okuyan Ahşap
Ceviz, kestane ve abanoz ağaçlarından yapıldığını ifade eden Fahrettin Er, minberin dayanıklılığının ise hayranlık uyandırdığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti;
"Türk İslam tarihinin ahşap sanatındaki zirvesini görmek istiyorsanız 660 yıllık Manisa Ulu Cami'ye bir zahmet gelmeniz lazım. Burada gördeğiniz minber on binlerce parçanın bir birine gizli kanallarla kilitlenmesi ile kündekari tekniğiyle yapılmıştır.
Yapanın ismi ise Amele El Hac Muhammed İbni Abdullah. Bu şahıs ömründe iki tane minber yapmıştır, 20 senede bunu yapmış bir de sonraki yılda Bursa Ulu Caminin minberini yapmış ve ömür bitmiş. Yuvarlak var ve farklı büyüklüklerde, farklı yörüngelerde olan bu minber, ceviz, kestane ve abanoz ağacından yapılmış. 660 yıldır hiç çürümemiştir, eskimemiş ve aynı zamanda esnememiştir. Bir üniversitede akademisyen arkadaşım bunların o günkü bilgiyle bilinen gezegenleri sembolize ettiğini söyledi."





