Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Serdar Saraç, yıllardır geçmeyen baş ağrılarıyla yaşayan birçok hastanın aslında yanlış yönlendirildiğini söyledi. Saraç, migrenin kendine özgü belirtileri olan bir hastalık olduğunu hatırlatarak, “Tek taraflı, bulantı-kusma eşliğinde, ışık ve sese hassasiyet oluşturan migren tablosu ile her baş ağrısı aynı değildir. Pek çok hastaya altta yatan neden araştırılmadan migren tanısı konuyor” dedi.
Gizli sorumlu çoğu zaman fibromiyalji
Dr. Saraç’a göre, fibromiyalji baş ağrısının en sık gözden kaçan nedenlerinden biri. Boyun, omuz, kafa ve sırt bölgelerindeki kas sorunlarının ilaca dirençli ve çok şiddetli baş ağrılarına yol açtığını vurgulayan Saraç, “Hastalar bu ağrılar yüzünden sık sık acile gitmek zorunda kalıyor. Kendilerini tükenmiş hissediyorlar” diye konuştu.
Ağrı kesiciyle geçmez: Tedavinin anahtarı fiziksel müdahale
Fibromiyalji kaynaklı baş ağrılarının yalnızca ağrı kesicilerle geçiştirilemeyeceğini belirten Saraç, tedavinin doğru fizyoterapi yöntemleriyle mümkün olduğunun altını çizdi:
“Baş ağrısını tetikleyen kas grupları detaylı bir muayene ile belirlenmeli. Ardından kuru iğne tedavisi gibi hedefe yönelik fiziksel tedavi yöntemleri uygulanmalı. Kalıcı çözüm ancak böyle sağlanır.”
Boyun problemleri migreni taklit edebiliyor
Migrene benzeyen baş ağrılarının bir diğer kaynağı ise boyun bölgesindeki fonksiyonel bozukluklar. Kireçlenme, disk sorunları, mekanik blokajlar ve boyun hareket kısıtlılıklarının kronik, dayanılmaz ağrılara neden olabildiğini söyleyen Saraç, “İyi planlanmış bir boyun restorasyonu sayesinde hastaların yıllardır migren sandığı ağrılar birkaç hafta içinde tamamen kaybolabiliyor” ifadelerini kullandı.
Doğru teşhis için detaylı değerlendirme şart
Dr. Saraç, kronik baş ağrılarında hastanın öyküsünün ve kapsamlı fizik muayenenin hayati önem taşıdığını belirterek sözlerini tamamladı: “Doğru teşhis konulmadan yapılan her müdahale zaman kaybıdır. Baş ağrılarının gerçek nedenine ulaşıldığında ise tedavi hem hızlı hem de kalıcı olabiliyor.”
