Bir tarafta: Güneşin alnında, yağmurun çamurunda, 24 saat sahada olanlar var. Yangın yerinden kaza mahalline, siyasetin sıcak temasından en ücra mahalledeki vatandaşın derdine koşanlar... Özel haberin peşinde koşan, resmi evrakın, teyitli bilginin ışığında kelimelerini titizlikle seçen, muhabirler. Onlar, halkın gözü, kulağı olabilmek için uykusuz kalmayı, tehdit almayı, zorluklarla boğuşmayı göze alanlar. Gerçek bir gazetecilik diploması, basın kartı veya yılların tecrübesiyle sırtı pek olan bu insanlar, haberin mutfağında ter döken emekçilerdir. Onların imzası, haberin arkasındaki meşakkatli çalışmanın ve sorumluluğun garantisidir.
Diğer tarafta ise: Bir klavye, bir sosyal medya hesabı açıp, profilinin yanına 'A.B.C. Haber' veya benzeri havalı isimler iliştirenler... Sahada ter döken meslektaşının haberini alıp, kaynak belirtme zahmetine bile girmeden, bir tıkla kendi yayınıymış gibi paylaşanlar.
Başkasının emeğini, fotoğrafını, videosunu çalarak sanal âlemde 'ben de varım' diye bağıran emek hırsızları... Onlar için gazetecilik, kolay yoldan popülerlik, hızlı etkileşim veya kişisel çıkar elde etme aracıdır. Ne teyit kaygısı taşırlar ne de meslek etiğine dair en ufak bir sorumluluk. Manisa'nın gerçek gündemi yerine, dedikoduyu, sansasyonu ve kaynağı belirsiz bilgiyi yayarak kamuoyunu zehirlerler.
- Şimdi soralım: Hangisi gazeteci?
- Cevap, vicdanlı her Manisalının kalbinde ve aklında saklıdır
Gazeteci, ekmeğini dürüstçe kazanan, haberin ilk kaynağına ulaşmak için çaba sarf eden, meslek onurunu üç kuruşluk çıkar veya bir 'tık' uğruna satmayan kişidir. Gazeteci, emek veren, çalan değil; üreten, tüketen değil kişidir.
Sosyal medya, elbette önemli bir yayın mecrası. Ancak, bir sosyal medya hesabı açmak, kimseyi gazeteci yapmaz. Gazetecilik, sadece bir unvan değil, bir yaşam biçimidir; ahlak, etik ve sorumluluk gerektiren zorlu bir sanattır.
Manisa'da gerçek gazeteciler, o 24 saat sahada olan, özel haber peşinde koşan, imzasının ağırlığını omuzlarında taşıyanlardır. Onları ayırt etmek için haberin kaynağına, içeriğine ve yayımlanma biçimine bakmak yeterlidir. Okuyucu olarak görevimiz ise, gerçek gazetecilerin emeğine sahip çıkmak, emek hırsızlarına pirim vermemektir. Aksi takdirde, Manisa'nın doğru haber alma hakkı, sanal dünyanın gürültüsü içinde yok olup gidecektir.