47 yaşındaki, evli ve üç çocuk annesi Tülay Çavaş, yıllarca eşine destek olduğu meslekte artık kendi işinin sahibi oldu. İlk adımını yalnızca iki masalık küçük bir mekânda atan Çavaş, kısa sürede müşterilerin takdirini kazanarak işini büyüttü. Şu anda, satın aldığı on iki masalık lokantasında hem sunduğu lezzetli yemeklerle hem de nostaljik kahve köşesiyle misafirlerini ağırlıyor.

Lokantadaki ata yadigarı eşyaların sergilendiği köşe, gelenlerin büyük ilgisini çekiyor; müşterilerin çoğu yemek sonrası bu özel alanda oturarak adeta geçmişe bir yolculuk yaparak çaylarını ve kahvelerini yudumluyor. Yarım asırlık radyo, küp ve gelin sandığı gibi objelerin yer aldığı bu köşe, hem otantik atmosferiyle hem de geçmişle bugün arasında kurduğu bağla beğeni topluyor.

İşletmeci Tülay Çavaş, kahve köşesini sadece görsel bir şölen sunmak için değil, aynı zamanda bir vefa borcunu yerine getirmek için oluşturduğunu belirtiyor. Çavaş, duygularını şöyle dile getiriyor: "Gelin sandığı, kayınvalidemden kalma ve 35-40 senelik. Küp ise babaannemden miras, o da yaklaşık 50 yıllık; eskiden içinde yağ veya un saklanırmış. Radyo dedemize ait, çevirmeli telefon ve daha nice hatıralar var. Tüm bu ata miraslarını lokantamın en güzel yerine yerleştirdim.
Kadının elinin değdiği her yer güzelleşir. Ben de hem işyerimi güzelleştirmek hem de atalarımdan kalan bu yadigarları sürekli görerek onları anmak ve unutturmamak amacıyla böyle bir köşe hazırladım. Gelenler de çok beğeniyor. Müşterilerimiz yemekten sonra bu köşede oturup çay ve kahve içmeyi tercih ediyor, burada kendilerini evlerindeki kadar rahat hissediyorlar."






