CHP Genel Başkanı Özgür Özel, hastanede Durbay’ın ailesine başsağlığı dileklerini ilettikten sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Özel, yaşanan kaybın kendisi ve Cumhuriyet Halk Partisi ailesi için tarifsiz bir acı olduğunu dile getirdi.

“Cumhuriyet Halk Partisi 6 Ayda İki Evladını Kaybetti”

Özgür Özel, “Durbay ailesi bir evladını kaybetmenin acısıyla sınanıyor. Cumhuriyet Halk Partisi ailesi ise 6 ayda iki evladını kaybetmenin sınavını veriyor. Ben kardeşimin ve şimdi de bir evladımın kaybıyla sınanıyorum. Nasıl dayanılır bilmiyorum.

"Altı ayda bir tabut bayraklıyoruz, Yeter artık”

Hepimiz in başı sağ olsun ve bir yerde dursun artık. Çok acıklı bir hikaye yazdık biz demiş. Bu hikaye yazma lafı bitmedi, bitmedi, böyle bitti. Uzaktan yakından gelen tüm dostlarımıza, bu acı günümüzde bizi yalnız bırakmadığınız için teşekkür ediyoruz.

Göreve talip olurken birçok şeyi göze alıyorsunuz ama insan bu kadarını göze alamıyor. Daha altı ay önce kardeşimiz Ferdi Zeyrek’i uğurladık. Altı ayda bir tabut bayraklıyoruz. Yeter artık. Gülşah çok iyi bir CHP’li ailenin evladıydı, hepimizden çok daha iyi bir CHP’liydi.

"Başkan adayımız Özgür Özel’ diye kapı kapı dolaşıp beni tanıtan Gülşah’tı"

2009 yılında ben adayken 21 yaşındaydı, koşturup duruyordu. Gençlik kolları başkanıydı, yine koşuyordu. 2014’te ben adayken öğlene kadar Saruhanlı’da, sonra Manisa’da çalışırdı. Bu binada, ‘Başkan adayımız Özgür Özel’ diye kapı kapı dolaşıp beni tanıtan Gülşah’tı. Hepimizden önce koştu, birçok görevi üstlendi.

"Ağzından çıkan son sözler de bu hikaye meselesi oldu"

Kırmızı yelekliler dediğimiz gençlik kollarımız bugün Türkiye’nin en önemli ilçelerini yönetiyor. Gülşah’ın gençlik kollarıyla bağı her zaman çok güçlüydü. Bu seçimi kazanmak için bir hikayemiz olmalı” dediğini aktararak, “Bu seçimi niye kaybettik?” diye sorardı. “Bu seçimi kazanmak için bir hikayen olacak. "Bizim bir hikayemiz yoktu, o yüzden kazanamadık" derdi.

Saruhanlı’ya kayıtlıydı, burası çok aklında geçmiyordu. “Ferdi abiyle kazanırız” dedi. “Hikayemiz var mı?” diye sorardı. Bu sefer bir hikayemiz vardı. “Genel başkanın memleketini kazanacağız” derdi. Geçen gün, “Biz çok acıklı bir hikaye yazdık” demiş. Ağzından çıkan son sözler de bu hikaye meselesi oldu. Bitmedi, bitmedi. Böyle bitti.

Bundan sonra böyle bir şey yaşayacaksam benim başıma bir şey gelsin. Dayanacak sabredecek bir tarafım kalmadı artık. Neyi çekiyoruz biz böyle? Ne derdimiz, ne vebalimiz varmış, neyi çekiyoruz bilmiyorum. Bundan sonra böyle büyük bir acı yaşanacaksa benim üzerimden yaşansın. Daha olacaksa benim canımı alsın bir sevdiğimin canını almasın.

Bülent Arınç'tan Durbay'a taziye!
Bülent Arınç'tan Durbay'a taziye!
İçeriği Görüntüle

"Nasıl dayanılır? Ya sabır ya sabır ya sabır"

Gülşah’la koşarken, yüzde 6 oy aldığımız şehirden yüzde 60 oy aldık. İnsanlar iki oy verdi. Payımıza derin ve ağır bir yas daha düştü. Birlikte güzel bir Manisa ve güzel bir Türkiye hayaline omuz vermiş, aynı hikayeye inanmışken şimdi omuzlarımızda bir evladı, bir kardeşi, bir yol arkadaşını taşımanın ağırlığı var.

İnsan bazı vedalara hazırlanamıyor. Herkes biliyordu ama bir biz bilmiyorduk. Biz bu sonu kabullenemezdik. Çocuk yaşından hep yanı başımızda, elimizde büyüyen bir evladımızdı o. Bir kardeşi hangi kelimelerle uğurlayabilirsiniz ki?

"Ferdi ile Gülşah artık birbirlerine emanetler"

Yol arkadaşlığı sadece yan yana yürümek değil ki aynı korkuyu, aynı yorgunluğu ve aynı umudu paylaşmak, aynı rüyayı görmek. Ferdi’yle de Gülşah’la da aynı rüyayı gördük biz, ortak hayallerimiz gerçek olmuştu.

Şimdi Bu nasıl bir soru? Bu nasıl bir sınav? Nasıl dayanılır? Ya sabır ya sabır ya sabır. Ferdi ile Gülşah artık birbirlerine emanetler. İnandığımız o güzel hikaye de bize emanet. Gülşah’ı uğurlayan tüm Manisalılardan, dışarıdan gelen tüm dostlarımızdan, dualarını esirgemeyen tüm halkımızdan Allah razı olsun.

Işığı yolumuzu aydınlatsın. Hepimizin başı sağ olsun. Allah hepimize dayanma gücü versin. Allah rahmet eylesin. Gülşah Manisa’mızın evladıydı, hepimizin başı sağ olsun. Hepiniz hakkınızı helal edin” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Ahmet Çoşkun