Aydın'ın Söke ve Didim ilçeleri sınırları içinde yer alan, Büyük Menderes Nehri'nin Ege Denizi'ne ulaştığı bölgedeki sulak alanlar, özellikle hafta sonları huzur arayanların akınına uğruyor. Her gün yüzlerce kişinin oltasını alıp geldiği bu doğal güzellik, sadece dinlenme alanı olmakla kalmıyor, aynı zamanda av malzemeleri satışını da kapsayan önemli bir ekonomik hareketlilik yaratıyor.
Bölgeye düzenli olarak balık tutmaya gelen 50 yaşındaki Mahsun Balat, olta balıkçılığının kendisi için anlamını anlattı. Balat, bu uğraşın maddi açıdan zarara neden olduğunu kabul etse de, haftanın tüm yorgunluğunu ve stresini atmanın en iyi yolu olduğunu vurguladı.
Mahsun Balat, oltanın gizemli çekiciliğini şöyle anlattı: "Bu hobi, gerçekten ilginç bir alışkanlık. Hatta birçok kişi için bağımlılık bile denilebilir. Bu oltada ne vardır bilinmez ama oltasını alıp suya bırakan herkes stresten arınır, huzur bulur. Ben gençliğimden beri yapıyorum, adeta tiryakisi olduk."
Balıkçılığın asıl keyfinin balığı yemekten ziyade yakalama sürecinde olduğunu belirten Balat, ayın belli günlerinde Atburgazı Köyü'nden bu alana geldiğini söyledi. "Aslında köye her gün balık satanlar geliyor. Ancak balığı kendi emeğinle yakalayıp yemenin tadı bir başka oluyor," dedi.
Balat, balıkçılığa olan aşırı bağlılığından dolayı, özellikle gençlere ve çalışanlara önemli bir uyarıda bulundu: "Bizim gibi olta balıkçılığının bağımlısı olan, bu tutkudan kurtulamıyor. Bu nedenle gençlerin bu alışkanlığa bulaşmamasını tavsiye ediyorum. Özellikle çalışma hayatının içinde olanlar, emekli oluncaya kadar olta balıkçılığından uzak durmalı."
