Açıklamasında don olayları, kuraklık ve artan girdi maliyetlerine işaret eden Özdağ, bu yıl üzümde arz-talep dengesinin ciddi şekilde bozulduğunu belirtti. “Bugün talep çok, arz az. Hem don felaketi hem sıcaklık hem de su yetersizliği nedeniyle sulama yapılamadı. Bir de gübre, ilaç ve mazot gibi girdi fiyatlarının yüksekliği eklendi. Bu şartlarda kuru üzümün kilogram fiyatı en az 200 TL olmalıdır,” dedi.
"Üzümün kaderi tesadüflere bırakılmamalı"
Bölgedeki üzüm ihracatının daha da artırılması gerektiğini savunan Özdağ, Alaşehir ve Akhisar’dan dünyanın dört bir yanına üzüm taşıyacak kargo uçaklarına ve soğuk hava depolarına acil ihtiyaç olduğunu söyledi. "Üzümlerimiz sadece ihraç edilmesin, aynı zamanda askerlerimiz için hoşaf olarak kullanılsın, yurtlarda çocuklarımıza verilsin. Ama artık üzüm hoşafı da yapılmıyor. Anneler, babalar üzümden hoşaf yapmayı bile unuttu. Bu bir kültür meselesidir," ifadelerini kullandı.
"Çiftçiler kaderine terk edildi"
İktidarın tarım politikalarını da sert sözlerle eleştiren Özdağ, "Çiftçiye yaklaşım şöyle: ‘Saldım çayıra, Mevlam kayıra.’ Bu anlayış kabul edilemez. Üretici emeğinin karşılığını almalı. Çocuklarını okutabilmeli, evlendirebilmeli, araba alabilmeli, evini yenileyebilmeli. Tarımdan mutlu olmalı ki, çocukları da bu yolda yürüsün, çiftçiliğe yönelsin. Aksi halde köylü yalnızlaşır, tarım bitme noktasına gelir," dedi.
Üreticilerin sesine kulak verilmesi gerektiğini vurgulayan Özdağ, tarımın stratejik bir sektör olduğunu ve Türkiye'nin geleceği açısından vazgeçilmez bir alan olduğunu belirtti.