Manisa'nın simgesi Spil Dağı, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda derinliklerine gömülü antik efsaneleriyle de dikkat çekiyor. Mitolojik anlatılara göre, görkemli Tantalis Krallığı'nın kurucusu olan ve korkunç bir kaderle lanetlenen Kral Tantalos'un hikayesi burada yaşandı.
Hatta oğlu Pelops'un Anadolu'dan Yunanistan'a göç ederek bir yarımadaya adını verdiği bile söyleniyor.
Manisa Spil Dağı, binlerce yıl öncesine dayanan zengin tarihiyle ve Ana Tanrıça Kibeli ile olan derin bağıyla bilirken, antik dönemin önemli figürlerinden biri olan Kral Tantalos'a ev sahipliği yapmıştır. Eski Yunan mitolojisine göre Frigya veya Lidya'ya bağlı bir yerel bey olan Tantalos, krallığını MÖ 8. yüzyılda bu kadim toprakları yönetiyordu.
Mitlere göre Tantalos, tanrıların kralı Zeus ile nemf Pluton'un oğluydu. Annesi ise Lidya veya Frigya kraliçesi Omphale idi. Atlas'ın kızı Dione ile evli olan Tantalos'un, Pelops adında bir oğlu ve acı kaderiyle bilinen Niobe adında bir kızı vardı.
İzmir'in doğa harikasının efsanesi Manisa'ya uzanıyor!
Manisa'nın antik efsaneleri,Olymposlu Tanrılar ile ölümlüler arasındaki ilişkilerin nadir bir örneği dikkat çekiyor. Yarı tanrı Kral Tantalos'un hikayesini. arı tanrı Kral Tantalos, tanrılar katında eşine az rastlanır bir ayrıcalığa sahipti.
Mitolojik kayıtlara göre, Tantalos'un diğer ölümlü akrabalarından çok daha fazla değer verilirdi. Kendisi, Teselya'nın en eski kabilesi olan Lapithler'in kralı İksion gibi, bizzat tanrıların sofrasında şerefine nail olmuştu. Daha şaşırtıcı olanı ise, ölümlüler için kesinlikle yasak olan ilahi içecek Ambrosia'yı yani sonsuz hayat veren balımsı olarak bilinen içeceği içmesi ve Nektar'dan yemesine tanrılar tarafından hiçbir itiraz gelmemesiydi.
Ölümsüzleri o kadar küçük, kendini o kadar akıllı görüyordu ki, konuklarının önlerine konulan yemeğin ne olduğunu anlayabileceklerini düşünememişti. Antik mitolojiye göre, Tantalos'un tanrılara kurduğu akıl almaz tuzak ve sunduğu korkunç ziyafet, Olympos'un gazabını üzerine çekti.
Tantalos tanrıların sabrını sınamak için kendi oğlu Pelops'u keserek yemeğe kattı. Ancak Olymposlular, bu korkunç oyunu farkedip yemeğe dokunmadıkları söyleniyor. Bu saygısızlık karşısında öfkelenen tanrılar, Tantalos'a ibretlik bir ceza vermeye karar verirler.
Zeus'un emriyle, Tantalos, Manisa'ki Spil Dağı'nda bir yarıktan aşağı atılarak, yeraltı tanrısı Hades'in göllerinden birine hapsedildi. Mitoloji ve dilden dile dolaşan bu anlatıya göre, Tantalos'un ebedi cezaya çarptırıldığı o göl, günümüzde Karşıyaka Yamanlar Dağı'nda yer alan Karagöl idi.
Manisa'nın Ağlayan Kaya Efsanesi!
Manisa ve İzmir arasında yer alan Spil Dağı eteklerinde, binlerce yıldır dilden dile dolaşan Niobe efsanesi, "Ağlayan Kaya" olarak bilinen doğal oluşumuyla hala ziyaretçileri büyülüyor. Antik Sipylus kentinde M.Ö. 12. yüzyılda yaşamış Kral Tantalus'un kızı Niobe'nin trajik hikayesi birçok kişinin dikkatini çekiyor.
Efsaneye göre, 14 çocuğu olan Niobe, çocuksuz Hera'ya (kimi kaynaklarda Leto) karşı kibirle övünerek halkın kendisine tapmasını istemiş. Bu durum Hera'nın gazabını üzerine çekmiş ve tanrıça, çocukları Apollon ve Artemis'ten Niobe'yi cezalandırmalarını emretmiş. İki tanrı da Niobe'nin tüm çocuklarını oklarıyla öldürmüş. Tarifsiz acıyla sarsılan Niobe'nin kocası Amphion da hayatına son vermiş.
Çocuklarının cansız bedenleri başında günlerce ağlayan Niobe, sonunda kederinden taşa dönüşmüş. Ancak gözlerinden hala yaşlar akmaya devam etmiş. Rivayete göre rüzgar, bu gözyaşlarını Niobe'nin anavatanı olan Manisa Dağı'na taşımış ve o günden sonra Spil Dağı'ndan gözyaşı gibi sular akmaya başlamış.
Spil yamacındaki, uzaktan bakıldığında kadın başını andıran bu kaya oluşumu, özellikle göz çukurunu andıran girintilerinden sızan suyla Niobe'nin sonsuz gözyaşlarını temsil ediyor. Yöre halkı burayı "Ağlayan Kaya" veya "Niobe Kayası" olarak adlandırıyor. Hatta Manisa'nın meşhur sarı üzümlerinin ilk kez Niobe'nin gözyaşlarıyla sulanan bağlarda yetiştiği de söylenir.
