Türkiye Ziraat Odaları Birliği ZOBİS verileri, Türk tarımının geleceği hakkında endişe verici bir tabloyu ortaya koydu. 2024 yılı itibarıyla Türkiye genelinde çiftçilerin yaş ortalaması 59'a yükselirken, genç nüfusun tarımdan hızla uzaklaştığı gözlemleniyor.
Verilere göre, tüm çiftçilerin yüzde 35'i 65 yaş ve üzeri, bir diğer yüzde 35'i ise 50-64 yaş aralığında bulunuyor. 18-32 yaş grubundaki genç çiftçilerin oranı ise ne yazık ki sadece yüzde 5 seviyesinde kaldı. Raporda dikkat çeken bir diğer nokta ise kadın çiftçilerin yaş ortalamasının erkeklerden yüksek olması. Erkek çiftçilerin yaş ortalaması 58 iken, kadın çiftçilerin yaş ortalaması 61 olarak belirlendi.
TZOB ZOBİS verilerine göre, Türkiye genelinde 754 Ziraat Odasına kayıtlı toplam 956 bin 643 kadın çiftçi bulunuyor. Bu rakam, tüm kayıtlı üyelerin yüzde 18,14'ünü oluşturuyor. Bu oran, kadınların tarımsal üretimdeki aktif rolüne işaret etse de, genel nüfus yaşlanma eğiliminin bu grupta daha belirgin olduğu görülüyor.
"Tarım sektöründe genç nüfusun hızla azaldığını ve üretimin geleceği açısından ciddi bir sorun oluştuğunu gözler önüne seriyor"
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar konuyla alakalı olarak şu sözleri söyledi;
"Son 30 yıldır hiç doğum gerçekleşmeyen köylerimiz bulunuyor; kış aylarında tamamen boşalan köylerin sayısı artıyor. Bu durum yalnızca üretimi değil, kırsal yaşamın sosyal dokusunu da tehdit ediyor. Sosyal Güvenlik Kurumu 2024 yılı verilerine göre; Türkiye’de 4/B kapsamındaki 427 bin 298 zorunlu tarım Bağkur'lu çiftçinin yüzde 24,69’unu yani 105 bin 478’ini kadın çiftçilerimiz oluşturuyor.
Veriler karşılaştırıldığında kadın çiftçilerin yalnızca yüzde 11’i Tarım BAĞ-KUR primini ödeyebiliyor, geri kalan büyük çoğunluğu gelir yetersizliği nedeniyle sistem dışında kalıyor. 2024 yılı itibarıyla Tarım BAĞ-KUR prim tutarı aylık 8 bin 971,90 lira, indirimli olarak 7 bin 671,60 liradır. Bu prim tutarları, düşük gelirli çiftçilerimiz için büyük bir mali yük oluşturuyor.
Özellikle de kadın çiftçilerin sosyal güvenlik sistemine dahil olmasını zorlaştırıyor. Kadın çiftçilerin büyük bölümü aile işletmelerinde ücretsiz aile işçisi statüsünde çalışıyor. Emekleri çoğu zaman aile içi katkı olarak görülüyor, bu da onların üretici kimliğini gölgeliyor.
Anayasa’nın 10. maddesi kadın-erkek eşitliğini, 60. maddesi ise sosyal güvenlik hakkını güvence altına alıyor. Buna rağmen, kırsaldaki kadınlarımızın büyük çoğunluğu hala sosyal güvenceye sahip değil. Bu tablo, sadece bir tarım meselesi değil, aynı zamanda kırsal sosyo-ekonomik bir sorundur. Sorunun çözümü, kapsamlı ve sürdürülebilir politikaların geliştirilmesini gerektiriyor."
Türkiye'de tarımsal nüfusun hızla yaşlanması üzerine, gençlerin tarıma kazandırılması ve kadın çiftçilerin desteklenmesi için acil eylem planları gerektiği vurgulayan Şemsi Bayraktar, Genç nüfusun tarım sektöründen uzaklaşmasını engellemek amacıyla, tarıma girişteki finansal engellerin kaldırılması ve modern tarım yöntemlerinin yaygınlaştırılmasını dile getirdi.
-
Arazi Edinimi Kolaylaştırılmalı: Genç çiftçilerin tarım arazisine erişimi önündeki bürokratik ve ekonomik engellerin hafifletilmesi talep ediliyor.
-
Finansal Destekler Artırılmalı: Tarıma yeni başlayacak gençlere yönelik düşük faizli kredi ve hibe desteklerinin miktarı ve erişilebilirliği yükseltilmelidir.
-
Eğitimler Yaygınlaştırılmalı: Geleneksel tarım yerine, tarımsal girişimcilik ve teknoloji temelli eğitimler gençlere sunulmalı,
- Özel Prim Desteği ve Pozitif Ayrımcılık: Kadın çiftçilere yönelik sosyal güvence primlerinde özel indirimler ve desteklerde pozitif ayrımcılık uygulanarak kayıtlı üretim teşvik edilmelidir.
-
Girişimcilik Programları: Tarımda katma değer yaratan kadın girişimcilere yönelik özel destek programları ve hibeler yaygınlaştırılarak kadınların liderliğindeki projeler desteklenmelidir.
-
Kırsal bölgelerde kreş, yaşlı ve engelli bakım hizmetleri sağlanmalı,
-
İnternet erişimi ücretsiz hale getirilmeli,
-
Sağlık, eğitim ve ulaşım hizmetleri güçlendirilmelidir.
-
Tarımın stratejik ve itibarlı bir meslek olduğu topluma yeniden anlatılmalı,
- Tarım liseleri ve üniversitelerde tarım-teknoloji odaklı bölümler açılmalıdır.”
“6270 Sayılı Kanun (2012) ile geçmişte aile reisi olmayan kadın çiftçilerimize borçlanma hakkı tanınarak mağduriyetleri giderildi. Doğum borçlanması hakkı üç çocuğa kadar genişletilerek kadın çiftçilere altı yıla kadar borçlanma imkânı sağlandı.
Kadın çiftçilerimize yönelik Tarım BAĞ-KUR prim desteği sağlanması, kırsalda yapılacak en büyük reform olacaktır. Kadın çiftçilerimiz, yalnızca kendi evlatlarını değil, tüm ülkemizi doyuran; üretimin, emeğin ve direncin simgesidir. Onların emeği olmadan kırsalın geleceği inşa edilemez.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine erişiminin kolaylaştırılmasını, gelir düzeylerine uygun prim desteği sağlanmasını ve kırsalda yaşam koşullarının iyileştirilmesini acil öncelik olarak görüyoruz.
Kadınlara fırsat verildiğinde, liderliğin, üretimin ve değişimin öncüleri olurlar.
Tüm kadın çiftçilerimizin 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü kutluyor; alın teriyle toprağa can veren tüm kadın emekçilerimizi saygı ve minnetle selamlıyorum.” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.