Toplumda yaygın olarak görülen "ağrım olursa alırım" yaklaşımının, kronik ağrı hastalarında yetersiz ve etkisiz bir tedaviye yol açtığını söyleyen Tozan, bu tür ilaçların belli bir süre boyunca, ağrı olsa da olmasa da düzenli şekilde kullanılmasının önemine dikkat çekti.

Prof. Dr. Tozan, ağrı kesici (analjezik) ilaçların etkili ve güvenli kullanımının bazı temel ilkelere bağlı olduğunu belirterek, “Hem kısa süreli hem de kronik ağrıların tedavisinde, ilaçların doğru kullanımı komplikasyonları azaltır ve tedaviden alınan verimi artırır” dedi.

Medical Point’ten bir ilk! Koku kaybına bilimsel yaklaşım
Medical Point’ten bir ilk! Koku kaybına bilimsel yaklaşım
İçeriği Görüntüle

Özellikle üç aydan uzun süren ağrıların “kronik ağrı” olarak tanımlandığını ve bunun yalnızca fiziksel bir sorun değil, aynı zamanda yaşam kalitesini düşüren karmaşık bir süreç olduğunu vurguladı.

Ağrı kesiciler sadece ağrıyı bastırmaz

Kronik ağrıda kullanılan analjeziklerin yalnızca ağrıyı bastırmak için değil, ağrının temel mekanizmasını tedavi etmek amacıyla reçete edildiğine dikkat çeken Tozan, bu yüzden düzenli ve planlı kullanımın şart olduğunu söyledi. “İlaçlar etkili olabilmeleri için düzenli alınmalı; belli bir süre, ağrı hissedilmese bile kullanılmalıdır. En düşük dozla başlanmalı, gerektiğinde doz artırılmalı; ama gereksiz uzun süreli kullanım da kesinlikle önlenmelidir” diye konuştu.

DSÖ’nün üç basamaklı tedavi modeli öneriliyor

Dünya Sağlık Örgütü’nün ağrı tedavisinde üç basamaklı bir model önerdiğini hatırlatan Prof. Dr. Tozan, tedavi başarısının ilk koşulunun ağrının kaynağının net şekilde belirlenmesi olduğunu ifade etti. “Ağrı kas-iskelet sisteminden mi, sinirsel bir problemden mi, yoksa iç organlardan mı kaynaklanıyor? Buna göre tedavi planı yapılmalı. Kanser ağrısı, bel ağrısı, diyabete bağlı nöropatik ağrı gibi tanılarda uygun analjezik seçimi kritik önemdedir” dedi.

Yan etkiler göz ardı edilmemeli

Ağrı kesici ilaçların bilinçsiz kullanımının ciddi yan etkiler doğurabileceğini söyleyen Prof. Dr. Tozan, özellikle opioid grubundaki ilaçların kabızlık, bulantı, bilişsel yavaşlama ve uyku hali gibi etkiler gösterebileceğini belirtti. Parasetamolün ise uzun süreli ve yüksek doz kullanımda karaciğer toksisitesine yol açabileceğini kaydetti. “Bu yüzden hastalar mutlaka hekimleri tarafından bilgilendirilmeli; ilaçların nasıl ve ne zaman alınacağı net biçimde anlatılmalı. Hastalar da bu bilgilere titizlikle uymalıdır” uyarısında bulundu.

Multidisipliner yaklaşım şart

Kronik ağrı tedavisinde sadece ilaç kullanımının yeterli olmadığını dile getiren Tozan, fizik tedavi, psikolojik destek, egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi tamamlayıcı yöntemlerin de mutlaka tedaviye entegre edilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, hastanın ağrı skoru ve yaşam kalitesinin düzenli olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Tozan, tedavinin gerekirse ilaç değişikliği ya da doz ayarlaması ile sürdürülmesi gerektiğini söyledi.

Kaynak: İHAay