Bölge halkının bile tam olarak keşfedemediği bu mağara, sonu gelmeyen basamakları ve ürkütücü hikayeleriyle dikkat çekiyor. Mağara ziyaretçileri adeta başka bir dünyaya taşıyor. Fahrettin Er, bu tünele giriyor ve o anları sosyal medya hesabından paylaşıyor.
Fahrettin Er," Alaşehir Uluderbent Körez mevkiinde, halk arasında Körez Mağarası olarak bilinen büyüleyici bir mağara var. Bölgenin en yüksek zirvelerinden birinin tepesinde yer alan bu mağaraya, önce 40-50 basamakla giriliyor.
Sonrasında ise 70 derecelik dik açıyla inen, yüzlerce basamaktan oluşan dar ve yuvarlak bir tünel başlıyor. Sanki Mayaların dik merdivenlerini ya da İnka’ların Peru’daki kusursuz kaya işçiliğini andırıyor.
Duvarlar neredeyse pürüzsüz, sadece birkaç küçük niş var; belki de eskiden tanrıça heykelciklerinin konulduğu alanlardı. İçeriden yukarıya doğru esen müthiş bir soğuk hava, mağaranın daha derinlerde başka bağlantıları olduğunu hissettiriyor. Rehberimiz Ramiz Amca, yıllar önce arkeolog ve asker olduklarını söyleyen bir grubun buraya geldiğini, yüzlerce basamak inip mağaranın dibinde iki oda bulduklarını anlatıyor.
O odalardan birinin duvarını balyozla kırarak, bir vadiye ve dere yatağına ulaştıklarını söylemesi ise ayrı bir heyecan katıyor. Uluderbent’ten yaklaşık 15 km ilerledikten sonra yol bitiyor. Ardından en az 1,5 km zorlu bir yürüyüşle mağaraya ulaşılıyor. Üstelik rehbersiz asla bulunamıyor. Bölgeyi Ramiz Amca’dan başka bilen de yok." diye söyledi.
Sonunu görmeye kimsenin cesareti yetmedi!
Ege'nin gizli efsanelerinden biri daha gün yüzüne çıkmaya başladı fakat bu yapıtın sonuna kadar gidebilen biri gün yüzüne çıkmayı başaramadı. Tam olarak kaç yıldır var olduğuna dair spesifik bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu tür kaya anıtlarının ve petrogliflerin genellikle antik dönemlere ait olduğu bilinmektedir. Bu da binlerce yıllık bir geçmişe sahip olabileceğini göstermektedir.
