Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Altınöz, partisinden ayrılan belediye başkanlarının maruz kaldığı baskılara değinirken, siyaset dünyasındaki etik dışı transfer süreçlerini ve yargı uygulamalarını eleştirdi.

Yeniden Refah Partisi'nde bir çalkantılı süreç oldu. Belediye başkanlarınız çeşitli baskılarla istifa ettiler ya bağımsız olarak yollarına devam ettiler ya da başka partilere bir katılım söz konusu oldu. Bununla ilgili bir rüzgar dindi mi yoksa bu anlamda bir çalkantılı süreç devam ediyor mu?

Altınöz, " Çalkantılı süreç aslında hiçbir zaman yoktu. Bizim bazı belediye başkanlarımız kendi şahsi dünyalarında bu istifaları gerçekleştirdiler ama bunlar bir elin parmağını geçmez. Birçoğu ciddi bir baskıyla bağımsız oldular. Bir kısmı geçemedi. Geçmek istemediler.

Etik hassasiyet gereği dediler ki biz ayrılacağız ama bağımsız olarak hareket edeceğiz. İktidar partisine geçmediler. Ama iktidar partisine geçenler de baktığımız zaman, görüştüğümüz zaman, konuştuğumuz zaman genel olarak söyledikleri şu: "Bizim projelerimiz geçmiyor. Bizim imzalarımız Ankara'dan gelmiyor. Biz burada tıkanıyoruz, sıkışıyoruz. Vatandaşa cevap veremez noktaya geliyoruz. Böyle olunca en azından hakkınızı helal edin diyerek iktidar partisine geçen belediye başkanları da var.

"Biz başka bir partinin belediye başkanına bize gel, bize transfer ol teklifinde asla bulunmuyoruz"

Biz başka bir partinin belediye başkanına bize gel, bize transfer ol teklifinde asla bulunmuyoruz. Çünkü biz kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başka bir belediye başkanına yapmayı uygun bulmuyoruz. Kendi partinden geç bağımsız ol. Asla demiyoruz. Bizim iktidarımızda da böyle bir şey olmayacak. Siyasi partiler Kanunun değişmesi lazım. Esas mesele bu. Siyasi partiler kanunu değişirse bir partiden seçilen bir kişi ister milletvekili olsun ister belediye başkanı olsun ister meclis üyesi olsun kendisi eğer istifa edecekse o zaman makamından da istifa edecek belediye başkanlığını da bırakacak.

Milletvekilliğini de bırakacak bu Türkiye'de şu anda özellikle de iktidarın baskısıyla maalesef bir siyasetçi pazarına dönmüş durumda" sözleriyle konuşmasını tamamladı.

"Vali adeta iktidar partisin il başkanı gibi davranıyor"

Altınöz, "Yani bu insanlar ciddi bir baskıyla karşı karşıya kalıyor. Karşınızda bir devlet baskısı var. Valiyle ilişkileri doğru yönetemiyorlar. Çünkü vali adeta iktidar partisin il başkanı gibi davranıyor. şimdi böyle olduğu zaman belediye başkanlarımız vatandaşa hizmet götürmek durumunda.

Yani bunu ben normal karşılamıyorum. Biz bir belediye başkanının başka bir partiye geçmesini veya kendi partisinden ayrılmasını, istifa etmesini doğru bulmuyoruz. Hangi parti olursa olsun Yeniler Refah Partisi için değil."

"Türkiye'deki terörün durmasında bizim için yapmamız gereken en önemli husus İsrail'i durdurmak"

İsrail terör örgütlerini destekliyor. Türkiye'deki terörün durmasında bizim için yapmamız gereken en önemli husus İsrail'i durdurmak. İsrail'i durdurmadan Türkiye'de terörsüz Türkiye olabilmesi de mümkün değil. Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Altınöz," Terörsüz Türkiye güzel. Terörsüz olması, memlekette milletin refah ve huzur içerisinde yaşaması. Terör kelimesini hiç anmamasını en çok isteyen Milli Görüş.

Yeniden Refah Partisi. Genel Başkanımız Sayın Doktor Fatih Erbakan Bey bu konuda ilk bu konu gündeme geldiği zaman elbette bu konuda her zaman terörsüz Türkiye'nin yanındayız, arkasındayız. Bizim üzerimize düşen herhangi bir görev varsa biz bunun her zaman takipçisi oluruz, destekçisi oluruz demişti.

Fakat tereddütlerimiz var tabii. Bu işin sonu nereye gidecek? Acaba ileride bir otonomi, bir otonom bölge, bir özerklik veya bir federasyon gibi bir noktaya doğru gidecek mi? Sebebi şu. Biz Büyük İsrail projesini, Büyük Ortadoğu projesini bilen insanlar olduğumuz için 50 yıl boyunca Erbakan hocamızdan biz bunu dinlediğimiz için açıkçası bu işin sonunda özellikle de Amerika'nın İsrail'e vermiş olduğu desteği de dikkate alırsak ve şu anda katil, İsrail ve katil yöneticileri tarafından şu anda Gazze'de uygulanan soykırımı da dikkate alırsak bu işin sonu adım adım Türkiye'ye doğru gelecek.

Endişemiz var. Çünkü 50 yıl boyunca biz şunu öğrendik, Erbakan hocamızdan. Bir gün mesele Suriye ise sonra bilininki sırada İran ve sonra Türkiye var. Adım adım bu işler gerçekleşiyor baktığınız zaman durmuyor.

İran, Suriye kırmızıya boyanmış ve onun o ülkeleri düşman ülkelere katlediyorlar. Ve üçü de bizim komşumuz. Bunun sonrasında da sıra Türkiye'ye gelecek. Bunu bilmek için iyi bir siyasetçi, iyi bir siyaset bilimci, , iyi bir akademisyen veya, bu konuları özellikle araştıran, bilen gazeteci olmaya gerek yok. Sokaktaki vatandaşımız da bunu görüyor.

5700 yıllık bir proje. Yani terörist Türkiye'yi anlatırken bu işin geriden yani nereden buraya geliyor, buradan nereye gidecek bunu bilmemiz lazım. Bizim endişelerimiz ve tereddütlerimiz var. Terörsüz Türkiye Komisyonunda bir vekilimiz var.

İstanbul milletvekilimiz Sayın Doğan Bekim Bey. biz şu anda süreci dikkatli bir şekilde takip ediyoruz. Terörün bitmesi için geçmişte Erbakan hocamızın liderliğinde bizim tüm partilerimiz, özellikle Refah Partisi'nin olduğu dönemde biz terörün bitmesine çok yaklaşmıştık aslında politikalarımızla.

Özellikle adil düzen ekonomik sistemi ile birlikte Türkiye'de insanların daha rahat, daha huzurlu ve daha konforlu bir ortamda yaşayabilmesini sağlamıştık. Bu da insanların özellikle bir kısım insanların özellikle gençlerin dağa çıkmasını önlemek, terörden uzaklaşmasını sağlaya sağlayacak bir ortam ortaya koymuştu.

Ama şu anda özellikle ekonomik şartların da e dikkate alındığını öne koyarsak burada özellikle AK Parti hükümetinin ekonomiyi doğru yönetememesi, dış politikayı doğru yönetememesi, ahlaki ve manevi açıdan memleketin gelmiş olduğu noktada mesela aile yılındayız biz. Acaba aile yılıyla alakalı AK Parti ne yaptı?

İktidar partisi ne yaptı? Terörsüz Türkiye olacaksa bunun üç ayağını da sosyal politikaları, ekonomi politikalarını ve dış politikayı da özellikle şu andaki iktidar partisinin eş zamanlı yürütmesi lazım. Biz bu konuda Yeniden Refah Partisi olarak projelerimizi ortaya koyuyoruz.

Önce ahlak ve maneviyat diyen bir partiyiz. aile yılıysa, aile yılıyla alakalı sadece terörü silahla bir PKK terör örgütünü dikkate alarak veya YPG'yi PYD'yi dikkate alarak konuşamayız. Şu anda ülkeye baktığınız zaman bir uyuşturucu terörü var. Bir sanal kumar terörü var. Bunları da dikkate almalıyız.

Ahlak ve ahlaksızlık terörü var. Şiddet terörü var. İnsanlar arabayı binip sokağa çıkarken endişeleniyorlar. Anneler babalar çocuklarına veya işte biz birbirimize, kardeşimize, eşimize ne diyoruz? Aman diyoruz. Trafikte kimseyle kavga etme. Kimseyle tartışma. Haklı olsan da karşı tarafa sükunete davet et. Haklısın de. Devam et git.

Terörist Türkiye derken memleketin tüm bunlardan arınması için doğru bir yönetime ihtiyaç var. Doğru yönetimi de biz Yeniden Refah Partisi olarak geçmişteki politikalarımızı ortaya koymuştuk. Şimdi de ortaya koyuyoruz. Terörsüz Türkiye'nin devam ederken büyük İsrail projesini dikkate alarak yürümesinden yanayız. Çünkü adım adım ilerliyorlar. Mesela Suriye ne oldu? Suriye'de bir Esad rejimi vardı. Esad rejimi ortadan kalktı ama gelinen noktada Esad rejimi ile birlikte Suriye tek parça olarak üniter devlet yapısını koruyordu.

Küresel Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu: 30 Türk vatandaşı İsrail tarafından alıkonuldu!
Küresel Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu: 30 Türk vatandaşı İsrail tarafından alıkonuldu!
İçeriği Görüntüle

Şimdi İsrail son 6 ayda mevcut topraklarının üçte biri kadar toprak kendi bünyesine katma imkanı buldu. Yani otorite boşluğu olunca İsrail adım adım yukarıya doğru gidiyor. E peki Suriye'de bu kadar ilerlerken ne olacak? Suriye'nin tamamını işgal etti. İsrail duracak mı? Durmayacak." ifadelerini kullandı.

Muhabir: Ahmet Çoşkun