Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, açıklamasında üzüm fiyatlarının maliyetleri karşılamadığını söyledi. TARİŞ’in 9 numara kuru üzümü 120 TL’den açıklamasına tepki gösteren Başkan Ülgen , ıskarta üzüm fiyatlarının ise 15 liraya kadar düştüğünü belirtti.
Ülgen“Mazot, gübre, ilaç ve işçilik ortalama %30 zamlandı ama üzüm fiyatı yerinde saydı. Çiftçi borçlarını ödeyemez hale geldi” dedi.
TMO Devreye Girmeli
Eskiden devletin maliyet hesabı yaparak fiyat belirlediğini hatırlatan Ülgen “Bugün özel şirketlerin açıkladığı rakamlar piyasayı altüst ediyor. Toprak Mahsulleri Ofisi üzüm alımı yapmalı ve piyasaya müdahale etmeli. Tarım Bakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza çağrımız, üreticiye sahip çıkmalarıdır” ifadelerini kullandı.
Maden ve Jeotermal Tehdidi
Ülgen, Sarıgöl Ovası’nın yıllardır madencilik ve jeotermal yatırımların baskısı altında olduğunu belirtti. Açılan davaların çoğunun çiftçiler lehine sonuçlandığını ancak tehditlerin devam ettiğini vurguladı.
“Ovamız coğrafi olarak bu faaliyetlere uygun değil, bağlarımızı korumak için mücadelemiz sürecek.
Ovamızı jeotermerciler. Biz oda olarak bunlarla savaşıyoruz, davalar açıyoruz. Şu güne kadar bütün davaları kazandık. Baharlar, Emcelli ve Dindarlı dağlarında sorun var. Tam da yani çet raporu imza almadı ama takipteyiz. Onun için ovamızı iyi korumak zorundayız. Bizim ovamızın coğrafi konumu bunlara müsait değil.
Neden? En dar bölgesindeyiz. En son ilçesiyiz ve en daralmış bir yerdeyiz. Onun için biz bu ovamızı korumak için elimizden geleni yapıyoruz.
Kuraklık ve Susuzluk Çiftçiyi Zorluyor
2025 yılının kurak geçtiğini belirten Ali İhsan Ülgen, Afşar ve Derbent barajlarının su veremediğini söyledi. “Bağlarımızın büyük bölümü susuzlukla karşı karşıya kaldı. Çiftçimiz sulama yapamayınca ciddi verim kaybı yaşadı” dedi. Şimdi 2025 yılı kurak bir yıl geçirdik. Çok sıcak oldu. Yerel sularımız azaldı. Kimisi tamamen kurudu ama iki tane barajımız var. Bir Buldan barajı biri Derbent barajı ikisinde de su yok. Onun için buradan tarım bakanımıza, devlet su yetkililerine, esas Cumhurbaşkanımıza bunları kulak vermeleri.
Afetler Yaraları Derinleştirdi
Don ve dolu gibi afetlerin de bağlarda zarara yol açtığını hatırlatan Ziraat Odası, sigortası olmayan çiftçilerin mağduriyetini dile getirdi. Devletin sınırlı da olsa yardım yapacağını belirten Başkan, “Teşekkür ediyoruz ama bu destek borç yükünü hafifletmeye yetmez” dedi
"Milleti yaşat ki devlet yaşasın. Bunu yaşatmazsanız bir gün devlet çökecektir"
Hani bir söz var ya milleti yaşat ki devlet yaşatın. Bunu yaşatmazsanız bir gün devlet çökecektir. Yani komple fakir fukara millet ne olur? Millet yaşamazsa devlet yaşayamaz. Onun için bu vergiyi veren bu millet, çalışan bu millet, biz o çiftçi oy üretmezsek İstanbul ne yiyecek, Ankara ne yiyecek? Biz üretmez ne yiyecekler? Bunu üretiyor onlar yiyorlar. Bizim ilçemizde ağırlık, üzüm ama hayvan da var, tütünü de var. Ama bu sene üzümden memnun değiliz.
Neden memnun değiliz? TARİŞ bir piyasa söyledi. Geçen yılla aynı piyasayı söyledi. Aşağı yukarı bir farkı yok. Halbuki tarım gezilerinde en azından %30 bir fark var. Yani işte mesela neymiş dolar? Geçen sene bugünlerde 33 TL, Bugün ne olmuş? 41 TL olmuş. Yükselmiş.
Bir mantar ilacı gece sene 2.500 TL bu sene 3.000 TL olmuş. Yani 7 numara üzüm geçen sen 100 TL bu sene 100 TL. Olur mu böyle? Mazot aynı, ilaç aynı, işçi aynı, gübre aynı, elektrik aynı. Hepsi ortalama %31 yükselmiş ama bizim üzüm yükselmemiş.
"Bizim buradan 9 numara üzüm çıkmaz"
TARİŞ, fiyat açıklamasa bundan iyiydi. 9 numara üzüm dedi. Ama bizim buradan 9 numara üzüm çıkmaz. Kırsal bölgeden çıkar, ovadan çıkmaz. 5 kilogram yaş üzümünden 1 kg kuru çıkar. Ne demek bu TARİŞ, üzümü 20 TL'ye verin demek.
Üzümcü ya satacak ya da esip kurutacak. Adam bir arada iki derede kalıyor. TARİŞ'in açıkladığı günden bu yana piyasa aşağı indi. Onun için keşke bizle görüşseydi. Hiç açıklamasaydı bundan daha iyiydi. Ya da 10 numara üzüm işte 160 TL deseydi bu piyasa böyle olmazdı.
Sofralık üzümde çok sıkıntılıyız. İlçemizde afetler oldu. Don olayı gerçekleşti, dolu olayı gerçekleşti. Kimi çiftimiz sigortalık, kimi sigortasız bunları gündeme getirdik. Dondan dolayı devletimizden bir yardım verilecek. Sarıgöl ilçesi şuan borç ödeyemezler. İlaç bayilerine borç, bankalara borç, gübreciye borç, mazotçu borç kardeşim. Devlet bakım için para veriyor evet teşekkür ederiz. Yani ona sözümüz yok ama bu çiftçinin para kazanması lazım. Bu çiftçi bu sene mağdur böyle gidiyor.
Bakın sumamız üzüm alıyor. Yani ıskarta üzüm veriyoruz. Geçen yıl bugün Sumada üzüm 18TL'ydi. Bu sene bugün 15 TL, Dün 16 TL'ydi. Belki daha düşebilir. Yani şunu bakıyorlar çiftçiyi düşünen yok. Mal geliyor düşürün bir daha, Düşürün bir daha geliyor.
"5 TL yapın yine vereceğiz siz doyun şu paraya"
Ben buradan Suma'ya şunu söylüyorum. 5 TL yapın yine vereceğiz siz doyun şu paraya. 5 TL yapsanız siz üzüm yine gelecek size. Ayıptır utanın ya bu üzüm bu paraya çiftçiye mal olmadı. Türkiye'nin ayıbı bu durum yani. Alkole bakın geç sene 1295 TL bu sene 1600 TL olmuş 1 kilogram. En büyük vergi bunlardan alınıyor ama hammaddesi bize ait.
Tamam fabrika özelleştiriz ama bunun fiyatını bir şeyler yapın, olmaz böyle bu iş. Eskiden Sumada ne yapılıyordu? Biz soruluyordu. 1 kilogram üzüm kaça mal olur? Biz fiyat çıkarıyorduk. Tarım bakanı bildiriyorduk. Onlar bir fiyat veriyordu. O fiyattan devlet alıyordu ve para ödüyordu. Onun için Suma'nın bu verdiği fiyat çiftçimiz güldürmedi.
"İki firmanın yaptığı hareket bizim sofralık üzümdeki gücümüzü alabora etti"
TARİŞ'in verdiği fiyatta iyi bir şey değil. O da yanlış oldu. Onun için bu iki firmanın yaptığı hareket bizim sofralık üzümdeki gücümüzü alabora etti. Çok şey yapma şansımız yok. Biz devlet değiliz. Biz sayı küçük bir ilçeyiz. İmkanlarımız o kadar geniş değil.
Ama şunu bilin ki, ilçeyi şu olayı sıcak sulardan, madencilerden kurtarabilirsek bizden bahtiyar yok yani. Çünkü Güneydam, Bahadır ve Davutlar mahallesinde binlerce dönüm arazi gidiyordu. Bu halk duyarlı mı? Halkımız çok duyarlı değil. Mesaj çekiyorum toplanın, duyarlı bir halkımız yok. Ama yapacak bir şey de yok.
35 tane mahalle muhtarımızı mesaj attık, 5 tane muhtarımız burada. Nerede 30 tanesi? Sorun sadece benim sorunum değil. Sarıgöl'ün sorunu, çiftçini sorun. Tarım bakanımıza, yetkili kurumlara, insanlara, bilhassa da Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a bu konulara biraz önem versinler. Bu çiftçi böyle yaşayamaz. Ne yapacağız yani? Yani bankalar da bizim bağları alacak mı? Bankanın aldığı bağlar da var.
Seçim geldiği zaman bağırıyorlar işte milletvekillerimiz, bakanlarımız ne diyor? TMO üzüm alacak, tarım kredi üzüm alacak, bu sene tık yok. Hiçbir ses yok. Bu yüzden tarım bakanımıza söylüyorum harekete geçirsin. Bu üzüme güzel bir fiyat versin, alım yapsın. Bu piyasayı canlandırsın. Buradan bütün çiftçilerimize kolay gelsin." ifadelerini kullandı.
