Türkiye'de sık sık orta büyüklükte depremler meydana geliyor. Deprem Tehlike Haritasına göre ise, ülkenin büyük bir kısmı farklı derecelerde deprem riski altında. Başlıca deprem riskinin en yüksek olduğu bazı şehirler ise başta; Manisa, Balıkesir, İzmir, Sakarya, Düzce, Edirne, Konya, Muğla, Aydın, Denizli, Bursa, Bilecik, Yalova, Kocaeli, İstanbul, Tekirdağ, Kırşehir, Bolu, Karabük, Hatay, Çankırı, Tokat, Amasya, Erzincan, Tunceli, Bingöl, Muş ve daha birçok il fay hatları üzerinde ya da yakınında bulunuyor. Bu nedenle bu bölgede yaşayanların deprem konusunda bilinçli olması ve gerekli önlemleri alması önem arz ediyor.
İstanbul'da meydana gelen depremden sonra ise fırsatçılara adeta gün doğdu. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da meydana gelen 6,2'lik depremin ardından vatandaşlar önceden haber veren deprem uygulamalarını araştırmalar yapmaya başladı.
Tüketici Konfederasyonu Siber Güvenlik Komisyonu Başkanı Muharrem Baki, özellikle son dönemde deprem sonrası artan bilgi ihtiyacını fırsata çevirmek isteyen kişiler tarafından geliştirilen sahte deprem erken uyarı uygulamalarına karşı vatandaşları uyardı.
Bu tür uygulamaların kamera, mikrofon ve konum gibi hassas verilere erişebildiğini, kullanıcıyı sahte bildirimlerle reklamlara yönlendirerek gelir sağlamayı hedeflediğini tespit edildi.
Uzmanlar ise dijital güvenliğe dikkat çekerek kullanıcılara uyarılarda bulundu. Tüketici Konfederasyonu Siber Güvenlik Komisyonu Başkanı Muharrem Baki, “Deprem sonrası ortaya çıkabilecek erken bilgi uyarı sistemleri hakkında dikkat etmemiz gerekiyor. Bu sistemler, depremi bize saniyeler hatta dakikalar öncesinde uyardığını iddia etmekte. Tabii ki bu şekilde çalışan dünyada örnekleri olan siteler mevcut ancak bizim dikkat etmemiz gereken, karşımıza çıkan, reklamlarla kendilerini pazarlamaya çalışan sahte uygulamalar." dedi ve ekledi; "Telefonların içinde yer alan ivme ölçer sensörleri sayesinde küçük sarsıntıların algılanabiliyor, uygulamanın bu sensörleri kullanarak milyonlarca cihazı bir tür mobil sismik sensör ağına dönüştürdüğünü ve aynı anda birden fazla cihazın aynı bölgede sarsıntı algılaması durumunda, bu verileri sunucularına iletildiğini ifade etti. Aynı bölgede yeterli sayıda cihaz benzer ivme hareketleri kaydederse ve bu sarsıntılar yıkıcı deprem tanımına uygunsa, uygulamanın o bölgedeki cihazlara anında uyarı gönderdiğini söyledi." diye konuştu.
Dünyada örnekleri bulunan, ABD ve Japonya'da devlet destekli deprem uyarı sistemleri olduğunu aktaran Baki, “ABD'de ve Japonya'da, devletin kurduğu yer altındaki sismik ölçer cihazlar; cihazlara, bilgisayarlara ve telefonlara bu uyarıyı iletmekte. Ancak Türkiye'de henüz böyle bir sistem mevcut değil." dedi.
Anında bildirim verdiğini iddia eden uygulamalara temkinli yaklaşılması gerektiğini, uygulamaların talep ettiği izinlerin de mutlaka gözden geçirilmesi gerektiğini bunun yanı sıra konum, mikrofon, rehber ve dosya erişimi gibi izinleri gereksiz yere isteyen uygulamalardan uzak durulması gerektiğini izinleri kısıtlamakta yarar var. Tehlikeli olan şey, dijital güvenliğimizdir. Dijital güvenliğiniz, fiziksel güvenliğiniz kadar önemlidir. dedi