Yaklaşık beş aylık bir aranın ardından kürsüye çıkan Bahçeli, hem iç hem dış politikaya dair önemli mesajlar verdi. Konuşmasına bir mizah dergisinde yayımlanan Hazreti Muhammed karikatürüne tepki göstererek başlayan Bahçeli, “Efendimiz Resulullah’a yapılan iğrenç saldırıyı nefretle lanetliyorum” dedi. İslamofobi tehdidinin Türkiye sınırlarına kadar ulaştığını vurgulayan Bahçeli, bu tehdide karşı siyasi, stratejik ve hukuki bir eylem planı hazırlanmasının önemine dikkat çekti.
Yaz aylarında artan orman yangınlarına da değinen Bahçeli, sabotaj ve ihmal kaynaklı yangınların artık tahammül sınırlarını aştığını belirtti. İzmir Buca’da benzin dökerek yangın çıkaran bir şahsı örnek göstererek, “Bu menfur eylem düşmanlıktır” dedi. Bahçeli, yangınlara neden olanların en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğini vurgularken, Ülkü Ocakları’nın sahadaki çalışmalarına da teşekkür etti.
Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) yönelik eleştirilerini de sürdüren Bahçeli, partinin 38. kurultayıyla ilgili açılan davaya değinerek, “CHP artık kartel partisidir” ifadelerini kullandı. CHP Genel Başkanı’nın Avrupa’daki açıklamalarını da hedef alan Bahçeli, “Yabancıların karşısında ülkesini kötüleyen bir siyasetçi, ilkesizlik örneğidir” dedi.
PKK’nın silah bırakma sürecine de değinen Bahçeli, 12 Mayıs’ta yapılan açıklamayı hatırlatarak, “Kanlı süreç bütünüyle sonlanmalıdır. Kara bir dönem açılmamak üzere kapanmalıdır” dedi. DEM Parti’nin temaslarını “sorumlu ve sonuç odaklı” olarak nitelendiren Bahçeli, yeni çatışmalara yol açacak provokasyonlara karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi.
Konuşmasının son bölümünde küresel gelişmelere değinen Bahçeli, nükleer silah kullanımı iddialarının ciddi tehditler barındırdığını belirtti. Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çeken Bahçeli, “Siyonist-emperyalist barbarlık Türkiye’yi etkisizleştirmek istiyor” dedi. Türkiye’nin savunma sanayisindeki ilerlemesini ve milli birlik ruhunu vurgulayan Bahçeli, “Türkiye’yi canımız ve kanımız pahasına koruyacağız” ifadelerini kullandı.
