Denizli'nin Çivril ilçesinde, Afyonkarahisar sınırına yakın Akdağ bölgesinde yer alan Tokalı Kanyonu, doğal güzelliği ve zorlu geçişleriyle adından sıkça söz ettiriyor. Sadece ağustos ayında geçişine izin verilen bu eşsiz kanyon, doğa tutkunları ve macera arayanların gözdesi haline geldi.
Derin uçurumların üzerindeki tokaya benzeyen kaya oluşumlarından adını alan Tokalı Kanyonu, Türkiye'nin en güzel doğal kanyonları arasında yer alıyor. 20 kilometre uzunluğundaki kanyon, 1600 metrelik bir yükseltiden başlayıp Çivril'in Gümüşsu (Homa) Mahallesi'nde 900 metrede sona eriyor.
Kanyonun özellikle 1200 metrelik bir bölümü ziyaretçilerini hayran bırakıyor. Adeta 'bıçakla kesilmiş' gibi duran, yer yer 200 metreye ulaşan dik kaya yüzeyleri, kanyona ayrı bir atmosfer katıyor. Kaya kütleleri arasındaki en dar geçişler 1,5 metreye kadar düşerken, en geniş noktalar ise 4 metreye ulaşıyor. Kanyonun içinden akan Akdağ Deresi boyunca yapılan geçiş, yaklaşık 7-8 saat sürüyor.
Tokalı Kanyonu'na yakın konumda bulunan Kocayayla, bölgenin en büyük platosu olma özelliğini taşıyor. Burası, geleneksel yaylacılık kültürünün tüm detaylarıyla yaşandığı bir merkez olarak dikkat çekiyor. Ziyaretçiler, Kocayayla'da yılkı atlarını, koyun çobanlarını, geleneksel yaylacılık çeşmelerini ve çoban evlerini yakından görme fırsatı buluyor. Ayrıca, şahinler ve nesli tükenme tehlikesi altında olan Kara Akbabalar da dahil olmak üzere zengin yaban hayatı, doğaseverlere eşsiz gözlem imkanları sunuyor.
Tokalı Kanyonu ve çevresindeki Kocayayla, doğal güzellikleri ve otantik kültürel yaşamıyla, bölge turizmi için önemli bir potansiyel taşıyor. Doğa sporları meraklıları ve kültürel miras keşfetmek isteyenler için burası kaçırılmaması gereken bir durak.
Tarihi ve doğal güzellikleriyle öne çıkan Akdağ Kanyonu, hem maceraperestlerin hem de doğa tutkunlarının ilgisini çekiyor.
"Çivril'in Gizemli Kanyonu!"
Kocayayla'dan gelen sularla Akçay'ın, Akdağ'ın Çivril yamaçlarından beslenen derelerle de Karanlıkdere'nin buluştuğu noktada başlayan eşsiz bir kanyon. İki derenin birleştiği yerden itibaren vadi boyunca uzanan dereyi takip eden keyifli bir yürüyüşle kanyonun başlangıç noktasına ulaşılıyor. Girişe yaklaşıldıkça yükselen dik kayalar ve kartal yuvaları, ziyaretçileri adeta farklı bir dünyaya taşıyor.
Kanyonun "Göbt" adı verilen bölümünde, küçük bir göletin bulunduğu alanda, kayalıklar arasındaki dere yatağının en geniş yeri yaklaşık 4 metreyi buluyor. Ancak bu genişliğin aksine, bıçakla kesilmiş gibi dimdik yükselen ve yer yer 200 metreyi aşan sarp kayalıklar, manzarayı daha da büyüleyici hale getiriyor. Bu noktadan itibaren, güneşin görünürlüğü derenin çizdiği kıvrımlı rotaya göre değişiyor.
Kanyon içinde ilerlemek, çeşitli maceraları beraberinde getiriyor. Bazı bölümlerde yürüyerek geçmek mümkünken, kimi yerlerde tırmanış yapmak gerekiyor. Özellikle 1,5 metreyi aşan serin sularında yüzerek geçilmesi gereken bölümler, kanyon deneyimine ayrı heyecan katıyor.
Kanyonun sadece 1,5 metre genişliğindeki en dar noktasında ise gökyüzü tamamen gözden kayboluyor. Nedeni ise yaklaşık 25 metre yüksekliğindeki devasa bir kaya kütlesinin yukarıdan düşerek kanyonun arasına sıkışıp kalması. Bu noktadaki en zorlayıcı geçiş ise, 25 metre yükseklikteki bu kayanın altından yüzerek ilerlemek.
Bu dar geçidin ardından kayalıkların yüksekliği kademeli olarak azalıyor ve kanyon, Çivril Ovası'na doğru geniş vadilere dönüşüyor. Dere yatağından yamaçlara doğru tırmananlar ise, bölgenin önemli doğal güzelliklerinden Işıklı Gölü'nü ve Gümüşsu Mahallesi'ni görebiliyor. Kanyon çıkışından sonra yapılacak yaklaşık iki saatlik bir yürüyüşle Gümüşsu'ya ulaşılabiliyor.
"Çivril Tokalı Kanyonu Efsanesi"
Denizli'nin Çivril ilçesinde bulunan Toalı Kanyonu, halk arasında 'geçilemez' olarak bilinir. Bu eşsiz güzelliğin 'geçilemez' algısı, kanyonun ne denli zor bir yapıya sahip olduğunu ve hayvanların bile geçmekte güçlük çektiğini düşündürüyor. Bu algı sebebiyle halk arasında dilden dile dolaşan ilginç bir rivayetin ortaya çıkmasına neden olmuş.
Peki bu rivayet ne? Efsaneye göre, kanyonun en dar ve geçit vermez noktasında, altın tokalı bir kapının ardında, Roma Dönemi'nden kalma devasa bir altın hazinesi gizliymiş. Kimilerine göre, 30 ton, kimilerine göre ise 40 ton ağırlarında olduğu söylenen bu hazine, bölge halkı tarafından oldukça merak edilmiş. Fakat rivayete göre, tepeden düşen otomobil büyüklüğünde bir kaya parçası, bu altın tokalı kapıyı tamamen kapatmış.
Kanyona kimsenin girememesi nedeniyle bu hazinenin gerçekten olup olmadığı veya miktarı hakkında kesin bir bilgi bulunmuyor. Ancak söylentilere göre, bu altının miktarı her geçen gün artmaya devam ediyormuş.
Yıllarca geçilemez olarak bilinen bu gizemli kanyon, 7 kasım 1993 tarihinde 10 kişilik bir ekip tarafından ilk kez başarıyla geçilmiş. Bu kanyona ilk geçiş, efsanevi 'geçilemez' imajını yıkan önemli bir gelişme olmuş.