Havanın yavaşça serinlediği bu günlerde Uşak, adeta bir kartpostala dönüşüyor. Sonbaharın kendine has büyüleyici güzelliğini keşfetmek isteyenlerin uğrak noktası haline geldi.
Uşak'ta Sonbaharın Huzuru!
Ege ve İç Anadolu'nun kesişim noktasında yer alan Uşak, güzellikleri ile ziyaretçilerine unutulmayacak bir deneyim fırsatı sunuyor. Doğal kanyonları, mistik vadileri ve tarihi yapılarıyla Uşak, özellikle huzur arayanların adeta derdine derman oldu.
İşte Uşak'ta mutlaka görülmesi gereke rotalar;
Clandras Köprüsü...
Uşak'ın Karahallı ilçesinde, Frigyalılardan kalma yaklaşık 2500 yıllık Clandras Su Kemeri, sonbaharda etrafını saran sararan yapraklarla nostaljik bir hava kazanıyor. Banaz Çayı üzerindeki bu tarihi yapı, hemen yanındaki mesire alanıyla dinlenmek ve piknik yapmak için bir ortam sunuyor.
Köprü çevresinde yer alan doğal şelaleler ve yemyeşil mesire alanları, bölgeyi en popüler yürüyüş rotalarından biri haline getiriyor. Clandras Köprüsü, milattan önce (M.Ö.) 7. yüzyılda bölgede hüküm süren Frigyalılar döneminde inşa edilmiş olup, o dönemde su ihtiyacını karşılamak hedefiyle Pepouza Antik Kenti'ne Banaz Çayı'ndan su taşımak için kullanılmıştır.
İki ana kemer üzerine oturtulmuş olan bu anıtsal yapı, yüzlerce yıl süren depremlere ve doğal afetlere rağmen ayakta kalmasıyla dönemin ileri mühendislik tekniklerinin çarpıcı bir örneği kabul edilmektedir.
Özellikle hafta sonları ve ilkbahar-sonbahar aylarında binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Clandras bölgesi, öğrenciler ve aileler için sayısız aktivite imkanı da sunuyor. Köprünün her iki yakasında da bulunan patika yollar, Banaz Çayı'nın akışını takip ederek uzanır. Bu yürüyüş rotaları, ziyaretçilere yörenin zengin bitki örtüsünü keşfetme fırsatı verir. Fotoğraf meraklıları için ise büyüleyici manzaralar sunar.
Köprünün hemen altında, Banaz Çayı’nın oluşturduğu küçük şelaleler ve doğal havuzlar da yer almaktadır. Köprü çevresinde düzenlenen piknik masaları, restoran ve büfeler sayesinde ziyaretçiler tüm günlerini burada rahatça geçirebilme fırsatı sağlar.
Kızılhisar Göleti...
Uşak'ın Banaz ilçesi sınırlarında bulunan Kızılhisar Göleti, hem bölge tarımına hem de sakin doğasıyla huzur dolu bir kaçış sunuyor. Kızılhisar Göleti, hem coğrafi konumu hem de işleviyle bölge için önemli bir kaynak olarak öne çıkıyor.
1982 yılında inşa edilen bu gölet, özellikle tarımsal sulama ve içme suyu ihtiyacını karşılamak üzere hayata geçirildi. İl Özel İdaresi tarafından Banaz'da faaliyete geçirilen Gölet, Düden Deresi'nden beslenmekte olup, yıllık su alma kapasitesi 1 milyon metreküpün üzerindedir.
Kızılhisar Göleti, yalnızca bir su kaynağı değil, aynı zamanda bir dinlenme alanı olarak da bölge halkına hizmet vermektedir. Sessiz ve huzurlu bir atmosfere sahip olan Kızılhisar, özellikle hafta sonları kafa dinlemek ve doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler için ideal bir alternatif sunmaya devam ediyor.
Uşak/ Altıntaş Barajı ve Leşler Kayası...
Uşak merkeze sadece 16 kilometre uzaklıkta bulunan Altıntaş Göleti (Barajı) çevresi, sulama amacıyla kurulmuş basit bir göletten çok daha fazlasını barındırmaktadır. Uşak, Ulubey Kanyonu ve Taşyaran Vadisi gibi doğal harikalarıyla tanınsa da, merkeze yakın Altıntaş Köyü sınırları içindeki Altıntaş Göleti (Barajı) çevresi, tarih ve doğanın kesişim noktası olarak yeni keşif rotalarının başında geliyor.
Göletin inşa edildiği vadi ve onu çevreleyen kayalıklar, 7 bin yıllık medeniyetlerin izlerini taşıyan büyük bir arkeolojik zenginliği saklıyor. Bölge halkı tarafından "Leşler Kayası" olarak bilinen bu kayalıklar, Uşak Müzesi'nde "Altıntaş Kaya Yerleşimi" olarak tescillenmiştir.
Bu kaya yerleşimi, adeta 5 katlı bir binadan bakar gibi eşsiz bir manzaraya sahip olup, bölgenin kültürel turizm açısından taşıdığı büyük potansiyeli gözler önüne sermektedir.
Sulama amaçlı inşa edilen Altıntaş Barajı, tarımsal verimi artırırken, Altıntaş Höyüğü’nü de sular altında bırakarak tahrip olma aşamasına getirmiştir. Gölet, zengin tarihinin yanı sıra, günübirlik doğa aktiviteleri için de ideal bir destinasyon haline gelmiş olup, sessizliği ve doğal yapısıyla özellikle doğa yürüyüşçüleri ve piknik yapmak isteyenler için cazip bir nokta.
Uşak- Taşyaran Vadisi...
Arizona’daki Antilop Kanyonu'na benzetilen, Taşyaran Vadisi, milyonlarca yıllık jeolojik süreçlerin sonucunda ortaya çıkan büyüleyici kaya oluşumları ve içinden akan Gediz Nehri ile görenleri kendine hayran bırakıyor. Taşyaran Vadisi Tabiat Parkı, kent merkezine yaklaşık 45-50 kilometre mesafededir.
Vadiyi eşsiz kılan temel özellik, vadinin duvarlarını oluşturan "Gnays" tipi metamorfik kayaçlardır. Bu kayaçlar, magmatik ve tortul kayaların yüksek basınç ve sıcaklık altında başkalaşmasıyla oluşur. Suların bu sert kayaçları aşındırmasıyla ortaya çıkan dalgalı, oyuklu ve katmanlı yapılar, vadiye benzersiz bir estetik kazandırır.
Ziyaretçiler, suyun dibinden başlayıp yukarıya doğru sürekli renk ve desen değiştiren bu kaya formasyonlarının büyüsüne kapılmaktadır. Özellikle güneş ışığının vadinin derinliklerine sızdığı anlarda, manzaralar fotoğrafçılar için adeta bir stüdyoya dönüşür.
Vadi boyunca uzanan patika yollar, kısa ve uzun süreli doğa yürüyüşleri için idealdir. Vadinin sırtlarında ve tabanında bulunan yollar, ziyaretçilere farklı açılardan bu jeolojik oluşumu keşfetme imkanı sunar. Seyir Terasları ve Gözlem Kuleleri ise manzaranın tadını çıkarmak isteyenler için özel olarak inşa edilmiştir.
Gözlem kuleleri, vadiyi kuş bakışı görme fırsatı sağlar ve Vadi tabanına inmek için yapılmış basamaklı merdivenler ve ahşap yürüyüş yolları bulunmaktadır.
Uşak- Karaağaç Göleti...
Karaağaç Göleti, Uşak şehir merkezine sadece 7 kilometre uzaklıkta konumlanan ve 453 bin metrekarelik geniş mesire alanıyla gözde kaçış noktası olmaya devam eden bir göldür. Yoğun şehir hayatının karmaşasından kısa bir mola vermek isteyenler için Uşak Merkez ilçeye bağlı Karaağaç Göleti, nefes aldıran bir yeşil alan sunuyor.
1993 yılında Devlet Su İşleri tarafından sulama hedefiyle inşa edilen gölet, zamanla çevresindeki düzenlemelerle modern bir mesire ve rekreasyon alanına dönüşmüş olup, Uşak-İzmir karayolu üzerinden kolayca ulaşılabilmektedir.
"Yeşil Karaağaç" olarak da bilinen bölge, ziyaretçilerin konforu ve eğlencesi için geniş olanaklar da sunuyor. Başta, Gölet manzarasına karşı konumlandırılmış çok sayıda kamelya (piknik masası), ailelerin rahatça vakit geçirmesi için ideal olmaktadır, öte yandan çocuk parkı ve "Survivor" parkuru gibi etkinlik alanları, her yaştan ziyaretçiye eğlenme fırsatı sunmaya devam ediyor.
Göletin ve çevresindeki çamlık alanın büyüleyici manzarasını izlemek isteyenler için ise özel olarak tasarlanmış seyir terasları mevcuttur. Günübirlik ziyaretçilerin yanı sıra, doğada vakit geçirmek isteyenlerin de yeni rotası olmaya başladı.
Uşak- Şıhhasan Kültür Köyü ve Kültür Rotası
Uşak, artık sadece kanyonlarıyla değil, kültürel rotalarıyla da dikkat çekmeye devam ediyor. Uşak'ta, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle yürütülen "Kültür Rotası" projeleri, şehrin köylerini ve kültürel dokusunu ön plana çıkarıyor.
Özellikle Şıhhasan gibi geleneksel yerleşim yerlerini, ziyaretçiler için tarihi dokusunu koruyan birer cazibe merkezine dönüştürmeyi amaçlıyor. Merkezden uzak, fakat doğal güzellikleri ve geleneksel yaşam tarzını koruyan köylerinden biri olarak bilinen Şıhhasan Kültür Köyü, sadece bir yerleşim yeri olmaktan çıkıp, milli ve manevi değerlerin, sanatsal etkinliklerin ve yöresel zenginliklerin sergilendiği birer "Kültür Köyü" kimliği kazanmasını sağlıyor.
Şıhhasan ve çevresini kapsayan doğal alanlar, yürüyüş ve trekking tutkunları için de keşfedilmeyi bekleyen rotalara sahip. Ziyaretçiler için tavsiye edilen yürüyüş deneyimi şunları kapsar:
Rotaya köy meydanından başlayarak, yerel mimariyi inceleyebilir, köy sakinleriyle sohbet edebilir ve yöresel lezzetleri tatma imkanı sağlarsınız, Köyden ayrılan patikalar, genellikle çevredeki küçük dereleri, tepeleri ve yemyeşil tarım alanlarını takip etmekte olup, bu rotalar, bahar ve sonbahar aylarında fotoğrafçılık için eşsiz manzaralar sunar.
Öte yandan bu köy rotaları, kalabalıktan uzak, doğanın sesini dinleyebileceğiniz dingin ve huzurlu bir yürüyüş imkanı sağlar. Uşak, Ulubey ve Taşyaran gibi dev kanyonlarıyla adından söz ettirse de, Şıhhasan gibi "Kültür Köyleri" çevresindeki yürüyüş rotaları, ziyaretçilere tarih ve doğayı sakin bir tempoda deneyimleme fırsatı sunar.
Ulubey Kanyonu ve Cam Terası
Dünyanın en uzun ikinci kanyonu olan Ulubey Kanyonu, sonbaharda en görkemli halini alıyor. Kanyonun derinliklerinde ağaçların yarattığı renk paleti, izleyicilere görsel bir şölen sunuyor. Kanyonun zirvesindeki Cam Teras, bu manzarayı ayaklarınızın altında hissetmeniz için en ideal gözde bir nokta haline geldi.