Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan Karakaş, dünya genelinde yaklaşık 540 milyon kişinin diyabetle yaşadığını, bunun da “her 10 kişiden biri” anlamına geldiğini söyledi.

Türkiye’de ise durumun daha da kritik olduğuna işaret eden Karakaş, TURDEP-2 çalışmasına göre diyabet oranının yüzde 13 olduğunu, yani “ülkemizde her 8 kişiden birinin diyabet hastası” olduğunu vurguladı.

“Birçok insan diyabet olduğunun farkında bile değil.” diyen Karakaş, farkındalık çalışmalarının bu nedenle büyük önem taşıdığını ifade etti.

Tip 2 Diyabet önlenebilen bir hastalık

Diyabetin tanı kriterlerini de özetleyen Karakaş, açlık kan şekerinin 126 mg/dl üzerinde, tokluk veya gün içinde herhangi bir ölçümün 200 mg/dl üzerinde ya da HbA1c değerinin yüzde 6.5’in üzerinde olmasının diyabet tanısı için yeterli olduğunu belirtti.

Diyabetin Tip 1 ve Tip 2 olarak ikiye ayrıldığını hatırlatan Karakaş, özellikle Tip 2 diyabetin yaşam tarzı değişikliği ile önlenebildiğini ve hatta bazı durumlarda tamamen kontrol altına alınabildiğini vurguladı.

“Bu nedenle vatandaşlarımızın düzenli kan şekeri takibi yapması, belirli aralıklarla hekim kontrolüne gitmesi, hem kendi hem de sevdiklerinin sağlığı için oldukça önemli.” dedi.

Günde 30 dakika yürüyüş diyabet riskini azaltıyor

Karakaş, diyabetin önlenmesinde ilaç tedavisinin yanı sıra yaşam tarzı alışkanlıklarının belirleyici rol oynadığını söyledi. “Günde 30 dakikalık tempolu bir yürüyüş, sebze ve protein ağırlıklı beslenme, sigara ve alkolden uzak durma diyabetten korunmada temel faktörlerdir.” ifadelerini kullandı.

Çine Devlet Hastanesi'nden diyabette erken teşhise dikkat çekildi!
Çine Devlet Hastanesi'nden diyabette erken teşhise dikkat çekildi!
İçeriği Görüntüle

Koşuyolu Kalp Hastanesi olarak toplumda farkındalık oluşturmak için çalıştıklarını belirten Karakaş, vatandaşları düzenli kontrole davet etti.

Görme kaybı ve böbrek yetmezliğine kadar giden ciddi riskler

Diyabetin yalnızca kan şekeri yüksekliğiyle sınırlı olmadığını vurgulayan Karakaş, kalp hastalıkları, görme kaybı, böbrek yetmezliği ve diyalize kadar ilerleyen ciddi komplikasyonların gecikmiş tanı durumunda sıkça görüldüğünü söyledi.

Zamanında tanı ve tedavinin hayat kurtarıcı olduğunun altını çizen Karakaş, “Her şey elimizde. Erken tanı sayesinde kalp, böbrek ve göz hastalıkları gibi ağır komplikasyonları önlemek mümkün.” dedi.

Kaynak: İHA