Hastanenin Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Güven, diyabetin günümüzde hem Türkiye’de hem de dünyada giderek büyüyen bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini vurguladı.
Doç. Dr. Güven, dünya genelinde 500 milyonun üzerinde insanın diyabetle yaşadığını belirterek, “Türkiye’de her 7–8 kişiden biri diyabetli. En kritik nokta ise hastalığın büyük bir bölümünün fark edilmeden ilerlemesi. Toplumda her iki diyabetliden birinin hastalığından habersiz olduğunu düşünüyoruz. Oysa tanı koymak için basit bir kan tahlili bile yeterlidir” dedi.
Risk grupları uyarıldı
Diyabetin özellikle bazı gruplarda daha sık görüldüğünü ifade eden Doç. Dr. Güven, ailesinde diyabet bulunanlar, obez bireyler, kortizon tedavisi görenler, bel–kalça çevresi geniş olanlar ile kolesterol ve tansiyonu yüksek kişilerin risk altında olduğuna dikkat çekti.
Hastalığın çoğu zaman sessiz ilerlediğini söyleyen Güven, en sık görülen belirtileri şöyle sıraladı:
- Ağız kuruluğu
- Aşırı su içme
- Sık idrara çıkma
- Tekrarlayan mantar enfeksiyonları
- Ayaklarda yanma
- Çok yemeye rağmen kilo alamama
Bu belirtileri yaşayan vatandaşların gecikmeden bir sağlık kurumuna başvurması gerektiğini belirten Güven, diyabetin sadece kan şekeri yüksekliği olmadığını, uzun süre kontrolsüz kalan şekerin organlarda kalıcı hasar bıraktığını hatırlattı.
“Diyabet, damarların iç yüzeyini bozarak gözlerde diyabetik retinopatiye, böbrek yetmezliğine, sinirlerde his kaybına, kalp krizi ve felç riskinde artışa yol açabilir. Hatta diyabetik ayak enfeksiyonları uzuv kaybına kadar gidebilir” ifadelerini kullandı.
Diyabet önlenebilir bir hastalıktır
Diyabetle mücadelede en güçlü aracın yaşam tarzı olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Güven, düzenli egzersizin, günlük en az 30 dakikalık yürüyüşün, karbonhidrattan fakir–liften zengin beslenmenin, hazır gıdalardan uzak durmanın ve günde en az 2 litre su tüketiminin büyük önem taşıdığını söyledi.
Modern tıbbın diyabet tedavisinde önemli ilerlemeler kaydettiğini belirten Güven, dijital insülin pompaları ve kişiye özel tedavi yaklaşımlarının yaygınlaştığını ifade ederek şu çağrıda bulundu:
“Diyabet, doğru adımlar ve güncel tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabilir. Erken tanı ve bilinçli takip, hastaların yaşam kalitesini belirgin şekilde yükseltir.”
