CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa'daki partisinin 39. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, belediye başkanlarının tutuklanması ve kayyum atanması süreçlerine sert tepki gösterdi.
Özel, konuşmasında muhalefetin 47 yıllık sabrına karşılık iktidarın 31 Mart seçimleri sonrasında 47 gün bile sabredemediğini belirterek şunları söyledi: "Bizim 47 yıl gösterdiğimiz sabrı 31 Mart seçimlerinde yenildikten sonra 47 gün gösteremeyenler var şu anda karşımızda. 47 ay bekleselerdi Cumhurbaşkanlığı seçim takvimi başlıyordu. 47 gün sabredemediler."
"Partiyi Felç Etmeyi Hedefleyen Bir Savaş"
Yaşanan hukuki süreçleri eleştiren Özel, bir bakan yardımcısının İstanbul'a Başsavcı olarak atanmasıyla başlayan sürecin, partilerine yönelik bir "savaş" olduğunu öne sürdü. Özel, bu sürecin Esenyurt'a kayyum atanması ve belediye başkanının tutuklanmasıyla başladığını, ardından 16 belediye başkanının hapiste tutulması ve üç belediyeye kayyum atanmasıyla devam ettiğini ifade etti.
CHP lideri, parti teşkilatlarına yönelik adımları da dile getirerek, İstanbul İl Kongresi'ne dava açılmasını, il başkanlığına kayyum atanmasını ve genel merkez binasına 5 bin polisle girilmesini kınadı. Özgür Özel, tüm bu adımların amacının Cumhuriyet Halk Partisi'ni karıştırmak, felç etmek ve sürekli meşgul ederek "iktidar umudu olmamasını sağlamayı hedefleyen bir savaşın içine girdiler, bize saldırdılar" sözleriyle özetledi.
"Biz Manisa'da AK Partili, MHP'li, Dem Partili, İYİ Partili, Saadetli, Yeniden Refahlı akrabalarımızla, kardeşlerimizle, komşularımızla kol kola, omuz omuza geçiniriz" diyen Özel, konuşmasına şöyle devam etti: "Onların oy verdiği partilerin yöneticileriyle bazen kavga ederiz, yanlış yaparlar söyleriz, gerekirse tartışırız ama biz Manisa'da el ele, omuz omuza, yan yana, tasada, kıvançta, iyi günde, kötü günde, bayramda, cenazede bir aradayız. Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Türkiye'nin böyle yönetilmeye ihtiyacı var.
Türkiye'nin seçimleri demokratik birer yarış olarak görüp sonuçlarına herkesin saygı duyduğu ve daha iyi yönetenin iktidara geldiği, yönetemeyenin gittiği, iktidarların değiştiği, bunun için tüm partilerin siyasi kadrolarının devlet yönetimi deneyiminin olduğu, devlet memurları içinde siyasi görüşleriyle her tarafın kadrolar yetiştirebildiği, her tarafın birbirini dengelediği, denetleyebildiği bir Türkiye'ye ihtiyaç var. İçinde bulunduğumuz yürüyüş, yürüdüğümüz yol, anlayışımız, yaklaşımımız tamamen bundan ibarettir" dedi.
"Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olacak"
Cezaevinde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu ile ilgili de konuşan Özel, "Adayımız Silivri’de ve ümidimiz iddianame çıksın, tutuksuz yargılanma başlasın. Gün gelip özgür kalıp ya da adaylığı önünde bir engel olmayıp, aday gösterdiğimizde Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olacak ve cumhurbaşkanı olacak. İşte hem o gün gelene kadar, o gün tut ki aday yapamadık, bir nefer, partiden bir nefer adaylaşacak. Ama mücadelede en ufak bir eksilme olmayacak. Ve hep beraber bu süreci birlikte götüreceğiz. Şimdi Ekrem başkanın yerine bize Cumhurbaşkanı adayı soruyorlar.
Ben geçmişte de bunu hep öyle düşündüm, hep öyle söyledim. ‘Ekrem başkanın yerine Cumhurbaşkanı adayınız var mı?’ Diyorum ki ‘Var.’ ‘Kim?’ Vallahi ben değilim. Sensin, bu salonda oturan herkes benim Cumhurbaşkanı adayım. Benim Cumhurbaşkanı adaylarım sizsiniz. Sizin kadar da benim. Sabahleyin yataktan ‘Eyvah ya, bugün de başımıza ne gelecek?’ diye değil, ‘Hadi bakalım iktidara bir gün daha yaklaştık’ diye kalkmanın zamanıdır.
Partinin politikalarını, söylemlerini dinlemek, anlamak, öğrenmek, anlatacak kadar iyi bir noktaya gelmek durumundayız her birimiz. Nasıl geçen sefer kurultayda, İstanbul İl Başkanlığı 800 kişiyle dururken, hemen yanında 2 bin 500 kişiyle aslan gibi karşımda beni genel başkan yapanlar, benim gözümün içine bakıyorlarsa, bugün de bu salonda Ekrem başkanı Cumhurbaşkanı, partimizi iktidar yapacaklar gözümün içine bakıyorlar" dedi.
"Beni seven arkamdan gelsin"
Manisa’daki kongreden İstanbul’daki kongreye gideceğini ifade eden Özel, "Şimdi ben buradan; Fatih Sultan Mehmet’in altına binip, ‘Beni seven arkamdan gelsin’ deyip, İstanbul’u fethetmeye, bir devri kapatıp, bir devre açmaya gittiği bu topraklardan yine İstanbul’a, Türkiye’nin dört bir yanında il kongreleri yapılırken en çok uğraştıkları ve en çok mücadele ettikleri, en büyük mücadeleyi de hep beraber verdiğimiz İstanbul’a doğru yola çıkıyorum. Beni seven arkamdan gelsin.
İktidara yürümeye, bir devri kapatıp bir devri açmaya hazır mıyız? Bir devir kapanacak, yeni bir devir açılacak. Beni seven arkamdan gelsin, ülkesini seven arkamdan gelsin. Hepinizi seviyorum. Biz başaracağız; demokratlar kazanacak, Cumhuriyetçiler kazanacak, Atatürk’ü sevenler, Cumhuriyet’i sevenler kazanacak. Beni seven arkamdan gelsin, onu seven arkamdan gelsin yürüyelim arkadaşlar" dedi.