Bölgenin içme suyu ihtiyacını karşılayan Kutlu Aktaş Barajı’ndaki su seviyesi kritik eşik olan yüzde 10’a kadar düştü. Uzmanlar, su tasarrufuna yönelik acil önlemler alınmazsa, Çeşme’de ciddi bir su kıtlığı yaşanabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
İklim değişikliği ve yağış rejimlerindeki bozulmalar nedeniyle su kaynakları giderek azalıyor. İzmir’in ana su kaynağı olan Tahtalı Barajı’nda su seviyesi geçen yıl Haziran ayında yüzde 41 iken, bu yıl yüzde 13’e kadar geriledi. Çeşme’de ise durum daha da vahim, su seviyesi yüzde 35’ten yüzde 10’a kadar düştü ve ilçenin yalnızca 30 günlük suyu kaldığı tahmin ediliyor.
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, kurak döneme girildiğinde suyun çok dikkatli kullanılmasının zorunlu olduğunu vurguluyor. Yaşar, “Yağışlı dönemlerde su bolken istediğinizi yapabilirsiniz, ancak kuraklık yaşandığında tüm gereksiz tüketimler durdurulmalı. Bahçe sulamaları, araba yıkamaları, hatta halı yıkamalar bile askıya alınmalı. Suyun bittiği gün her şey biter. Turizmin geleceği için su yönetimi konusunda radikal kararlar alınması şart” dedi.
Çeşme Belediyesi, bölgenin su kaynaklarının tükenmesini önlemek için çeşitli yasaklar ve tasarruf tedbirlerini hayata geçirdi. Özellikle bireysel yüzme havuzlarının kullanımına yönelik kısıtlamalar getirildi. Belediye, su krizine karşı farkındalık oluşturmayı hedeflerken, turizmciler ve yerel halkın da su tüketimi konusunda daha bilinçli olması gerektiğine dikkat çekiyor.
Su yoksa turistte yok
Prof. Dr. Doğan Yaşar, su krizi nedeniyle Çeşme’nin turizm sektörünün büyük zarar görebileceğini belirtti. “Burası bir turizm kenti, su olmazsa turist de olmaz. Eğer su sıkıntısı yaşanır ve kesintiler uzarsa, turistler bölgeden uzaklaşabilir. Bu da bölgedeki işletmeler için büyük bir ekonomik darbe olur. Çeşme Belediyesi’nin aldığı önlemler kritik, ancak bu uygulamaların su sıkıntısı çeken diğer belediyeler tarafından da hayata geçirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
