İlk kesinti dün gece saat 23.00’te başladı ve sabah 06.00’ya kadar sürdü. Ancak bu tedbirin yeterli olmaması durumunda kesintilerin gündüz saatlerine kaydırılabileceği belirtiliyor.
Kurak geçen kış ve ilkbaharın ardından yaz aylarında da yeterli yağış alınamaması, baraj seviyesini kritik noktaya taşıdı. Özellikle yaz aylarında nüfusun katlanarak arttığı Çeşme’de, su tüketimi de zirveye ulaştı. Uzmanlar, sıcak havaların etkisiyle buharlaşmanın hızlanması nedeniyle barajdaki su kaybının daha da artabileceğine dikkat çekiyor.
İlçede faaliyet gösteren esnaf, sorunun yalnızca kuraklıkla sınırlı kalmadığını, altyapı eksiklikleri ve israfın da etkili olduğunu savunuyor. Esnaf Recep Okumuş, “Çeşme su bolluğuyla anılırdı, ama şu anda mahallemizde bir tane bile akan çeşme yok. Yer altı su kaynaklarımız var, ama bu sular değerlendirilmiyor. Örneğin Ildırı’da köprünün altından tatlı su denize akıyor. Bu suyun toplanarak kullanıma sunulması mümkün” diyerek doğal kaynakların daha verimli kullanılmasını önerdi.
Aynı zamanda belediyeye iş birliği çağrısı yapan Okumuş, “Belediyenin gücü her zaman yeterli olmayabilir ama Devlet Su İşleri ile ortak çalışmalar yapılırsa çözüm daha hızlı gelir. Kaçak su kullanımı, patlayan borular gibi sorunlar da öncelikli olarak ele alınmalı” dedi.
Su kesintilerinden en çok etkilenecek sektörlerden biri de turizm. Otel ve pansiyon işletmecisi Neşe Bayrak, su sorununun işletmeleri olumsuz etkilediğini belirterek, “15 odamız var, misafirler geldiğinde nasıl duş alacaklar diye düşünüyoruz. Vergi ödüyoruz ama su yatırımı yapılmıyor. Yağmur yağıyor ama altyapı olmadığı için sular boşa gidiyor. Eğer bu böyle devam ederse, hijyen sorunu baş gösterir. Bu da hem sağlık hem de turizm açısından felaket olur” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Bayrak ayrıca, “Su sadece içmek için değil; temizlik, çamaşır, duş gibi günlük ihtiyaçlar için de gerekli. 50 dereceye varan sıcaklıklarda insanlar günde birkaç kez duş alıyor. Bu şartlarda susuzluk büyük kriz yaratır” diye konuştu.
Berber esnafı Kadir Aydın da artan nüfusun su tüketimini doğal olarak artırdığını belirterek, “Bu durum turizmle de doğrudan ilgili. Ancak çözülemeyecek bir sorun değil. Biz kendi çapımızda tasarruf etmeye çalışıyoruz. Müşterilere, ‘Denize gidecekseniz burada saçınızı yıkamayalım’ diyoruz. Ama büyük işletmelerin bu konuda çok daha duyarlı olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Çeşme'deki su krizi, yalnızca geçici bir yaz sıkıntısı olarak görülmüyor. Vatandaşlar, belediyelerin ve merkezi idarenin birlikte hareket ederek altyapı yatırımlarına hız vermesi gerektiğini vurguluyor. Yağmur suyu toplama sistemleri, su deposu zorunluluğu ve yer altı su kaynaklarının verimli kullanımı gibi önlemlerin hayata geçirilmesi, krizin çözümünde kilit rol oynayabilir.