Cumhuriyet Halk Partisi'nin ''Millet İradesine Sahip Çıkıyor'' mitinglerinin bugünkü adresi Konya'ydı. Van'da partilileri ile bir araya gelen Özgür Özel önemli açıklamalarda bulundu.
Özel açıklamalarına miting alanını dolduran Vanlılara teşekkür ederek başladı. Ardından ise sözü Ekrem İmamoğlu ve yargı sürecine taşıdı. Özel, ''Giderim Van'a doğru, yolum İran'a doğru, kes başım kanım aksın, kıymet bilene doğru" miting konuşmasının açılışını yaptı.
Özgür Özel'in Kürt Sorunu hakkında söylediği şu sözler ise dikkat çekti;
"Bugün gönüllerin diyarı, kardeşliğin mekanındayız. Bugün güneşin şehrindeyiz. Bugün saklanan feryatları, gizlenen umutları, taşın altından çıkarmaya bugün bu meydanda bir miting yapmaya değil barışın ve adaletin sesini duyurmaya, barışın ve adaletin umudunu haykırmaya, bu meydanda baskılara, zulme, kayyuma, halkın iradesini tanımayanlara, darbecilere, cuntacılara karşı eylem yapmaya geldik Van'a.
Artık o eski siyaset dönemleri bitmiştir. Kaleler bitmiştir. Orası benim kalem, burası benim tapulu malım dönemi bitmiştir. Buraya Konya'nın, Mersin'in, Yozgat'ın, Samsun'u selamını getirdim. Buradan selam almaya, selamınızı İzmir'e götürmeye geldim. Selam olsun Van'a. Selam olsun Konya'ya. Konya'nın selamı Van'da, Van'ın selamı İzmir'de çınladıkça barışın karşıtları, dostluğun karşıtları, bu memleketteki Türk'ü Kürt'e kırdırmak isteyen, Alevi'yi Sünni'ye düşman gösterenlerin bütün oyunları bozulacak. Bir olacağız, hep birlikte başaracağız.
Konya'ya gidince kimi diyor ki 'Özgür Özel CHP AKP'nin kalesine gitti.' Kale male yok. Ne AKP'nin kalesi var artık ne CHP kalesi. Artık tüm Türkiye, tüm şehirler bu milletin, bu halkın, kardeşliğin kalesi. CHP'nin kaleleri Van'a feda olsun, size feda olsun. Biz demokrasiye inanmış bir gelenekten geliyoruz. Öyle ki Van'da oyumuzun arttığı da oldu, çok düştüğü de oldu.
1957'de yüzde 57 oyu da gördük. 2015'te yüzde 1,5 da gördük. Millet karar verdi beş vekilin beşini de aldık. Millet karar verdi hiç milletvekili çıkaramadık. Millet karar verdi 1963'te yüzde 70 oyla belediyeyi kazandık. Millet karar verdi Van'da belediyesiz kaldık. Ama hiçbir zaman hatayı Van'a, hatayı Vanlılara yüklemedik. Kusuru kendimizde bildik. Kendimizi doğru anlatamadık dedik. Doğru söylemedik dedik. Yeterince çalışmadık dedik. İşte şimdi artık CHP'nin sadece bir parti olarak değil Türkiye ittifakı diye söylediği, yani sosyal demokratlarla muhafazakar demokratları, muhafazakar demokratlarla milliyetçi demokratları, liberal demokratları, sosyalist demokratları ve Türk'ün demokratıyla, Kürt'ün demokratını birlikte kucaklayan Türkiye ittifakıyla geldik.
Bu ittifak aslında sandığı savunan ittifaktır. Bu ittifak ya otokrasi ya demokrasi diyen ittifaktır. Bu ittifak önce demokrasiyi kurtaralım ondan sonra aramızda yarışırız diyen ittifaktır. Bu ittifak tek adam anlayışına karşı halkın, halkların, milletin sesini duyan, duyuran ve eninde sonunda kazanacak olan ittifaktır. Demokrasi budur. Demokrasi kazananın yönettiği, kaybedenin sırasını beklediği rejimdir. Ama maalesef geçmişte demokrasiden istifade edenler hatta 'Biz demokrasiyi istemiyorduk' diyenlere bir trendir. İşimize gelince bineriz işimize gelince ineriz diyenler maalesef bugün sandığı geldiği sandığı inkar etmekte. İşlevsiz kılmaktadır. Bunun ilk örneği de, son örneği de Van'dadır. Van bu konuda dertlidir.
2019 yılında BDP'den Sayın Bekir Kaya, yüzde 53 oyla belediyeyi kazanmış ama ardından Van'ın iradesine kayyum atanmışır. Ardından 2019 yılında HDP'li başkan birlikte milletvekilliği yaptığımız arkadaşımız Bedia Özgökçe Ertan ve eş başkanı birlikte sizlerin oylarıyla verdiğiniz yüzde 53 oyla her iki kişiden birinin rızasıyla seçilmiş, göreve gelmiş ama yerine kayyum atanmıştır. 2024 seçimlerinde daha bir yıl önce Vanlılar bu iki kayyuma yani devletin 'Seçsen de yönettirmem benim adayımı seçeceksin.
Benim adayımı seçmezsen Van'ı size yönettirmeyeceğim' diyen inada karşı kendi iradelerini asla sakatlamamışlar. Oyu bırakın bu baskılardan sinmek, geri adım atmak, arttırarak, yüzde 56'yla Sayın Abdullah Zeydan'ı ve Neslihan Şedal'ı Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanlığı'na seçmişlerdir. Ancak bu milleti tanımaz, Kürt'e düşman, Kürt'ün iradesine düşman irade yine üçüncü kez Van Büyükşehir'e kayyum atamış kendi adayını seçmeyenlere atadığı Vali'yi kayyum olarak dayatmıştır. Güvenlik valinin valiliğine sözüm yok. Emniyet tedbirlerine sözüm yok. Ancak valinin siyasetine sözüm var. Bir atanmış ve şu anda ayrıca Van'ın iradesine kayyum atanmış kişi bu meydana gelinmemesi için, gelinirse şöyle olur böyle olur diye ricalar örtülü tehditler, kulak çekmeler, mesaj vermeler... Vali efendi, valiliğini bil, oturduğun yerde otur.
Sayın Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal seçildiklerinde Van'ın bu iddialı, haklı, kendi iradesine sahip çıkan duruşuna daha ilk gün mazbatayı vermeyeceğiz ikinci partiye mazbata vereceğiz diye bir hazırlığa giriştiler. O gün Vanlılar bu hazırlığa karşı itiraz ederken, bu arkamda duran kardeşleriniz, evlatlarınız, canlarınız, canlarım geldi sizinle birlikte mücadele ettiler. O mazbatayı söke söke aldılar. Biz kazandığımız seçimde, kazanmasını biliriz. Kaybettiğimiz seçimde saygı göstermesini biliriz. Ama biz asla ve asla milletin iradesine karşı çıkılmasına, direnilmesine, kayyum atanmasına, haksız tutuklamalara geçit vermedik. Bundan sonra da vermeyiz.
Gündemde bir süreç pek çok tartışma var. O konuya ayrıca değineceğim. Ama ben çıkıp şunu söyleyince 'Kürt sorunu vardır' deyince birileri kızıyor ya Kürt sorununu varlığını kabul etmeden güya, söylemeden çözeceklerini sanıyorlar ya, bak kardeşim, Kürt sorunu nedir biliyor musun? Kürt sorunu tam da budur. Manisa'da Manisalı belediye başkanı seçiyor, CHP'den geçiyor yönetiyor.
Osmaniye'de Devlet Bey'in memleketinde belediye başkanı seçiliyor, gidiyor yönetiyor. Rize'de Tayyip Bey'in memleketinde Rizeliler kendini kim yönetecek diye karar veriyor, oy veriyor, seçiyor yönetiyor. Van'a gelince, Diyarbakır'a gelince, Batman'a gelince, Mardin'e gelince 'Siz belediye belediye başkanı seçemezsiniz. Seçerseniz de yönettirmeyiz' diyor. İşte sana Kürt sorunu. Kürt sorunu budur. O yüzden bu sorunları mutlaka hep birlikte demokrasiye ve birbirimize sarılarak çözeceğiz. Sadece DEM'in değil evet geçen dönem tam 49 tane belediyeye kayyum atadılar. Şu ana kadar tam 145 kez çeşitli dönemlerde Kürt'ün iradesine kayyum atadılar. Ve bizim de belediye başkanlarımıza, üç belediyemize kayyum atadılar.
Bunlardan bir tanesi Türkiye'nin en büyük ilçesi, Esenyurt'un seçilmiş belediye başkanı öz evladınız Ahmet Özer'dir. Buradan selam olsun Ahmet Özel'e. Ovacık'ta yapılan da Ahmet Özer'e yapılan da aynı şeydir. Şimdi diyorlar ki Ahmet Özer terör ilişkili. Bakın Ahmet Özer'in suçu neymiş? Ahmet Özer'in suçu, çözüme, barışa dair kitap yazmak. Ahmet Özer'in suçu geçen çöüm sürecinde Abdullah Öcalan, Ahmet Özer'in adını vermiş.
İyi bir akademisyendir, katkısı olur diye. Bunu yazmışlar iddianameye. Ahmet Özer'in suçu memleketi Van'da bir evlat ölmüş evlat, anneyi aramış. Anneye demiş ki başın sağ olsun. Ölen çocuğun gibi çok kıymetli evlatlar yetiştirdin. Altı evlattan bir tanesi terör örgütü üyesiymiş. Bu yüzden terör örgütü üyesinin anasına 'Kuvvetli evlat yetiştirdin' deyince terörü övmek oluyormuş. Bu sebepten Ahmet Özer içeride. Lafı eğip bükmeyelim, açık açık konuşalım açık açık. Ahmet Özer'in suçu Esenyurt'u bir Kürt olarak kazanmaktır. Kürt'ün iradesine de Kürt'ün başarısına da tahammül yoktur."