Manisa uzun yıllardır Jeotermal Enerji Santralleri'ni tartışıyor. Bazı kesimler bu santrallerin temiz enerji üretimi yaptığını savunurken. Bazı kesimler ise insan ve doğa sağlığına verdiği zararlardan bahsediyor. Bu sebeple Sarıgöl'de, Sarıgöl Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği öncülüğünde ve Uğur Sümer moderatörlüğünde bir panel düzenlendi.
Panele katılan uzman kişiler Jeotermal Enerji Santralleri'nin ne olduğunu, nasıl çalıştığını, bölgede tarıma ve insanlara nasıl zarar verebileceğini anlattı.
Panele Sarıgöl Belediye Başkanı Tahsin Akdeniz, Buldan Belediye Başkanı Mehmet Ali Orpak, Yeleğen Belediye Başkanı Ecevit Emir, Refah Partisi Sarıgöl İlçe Başkanı Rıdvan Kocatürk, Sarıgöl Üzüm Üreticileri Kooperatifi Başkanı Yusuf Tüfekçi ve Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen ile birlikte, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, yerel basın ve Sarıgöllü çiftçiler katıldı.
Panelde açılış konuşmasını Sarıgöl Çevre Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Derya Öztürk Aydın yaptı. Aydın öncelikle konuşmacılara ve panel katılan herkese teşekkür etti. Ardından Sarıgöl Belediye Başkanı Tahsin Akdeniz mikrofonu aldı ve sonuna kadar JES ile mücadele edeceklerini dile getirdi.
Konuşmacılardan ise sözü ilk olarak Kimya Profesörü Mustafa Demircioğlu aldı. Demircioğlu, genel olarak jeotermal enerjinin ne olduğunu katılımcılara anlattı.
Demircioğlu, jeotermal enerjinin Türkiye'deki gelişiminden ve çevreye olan etkilerinden detaylı şekilde bahsetti.
Demircioğlu'nun ardından Jeoloji Yüksek Mühendisi Erhan İçöz söz aldı. Erhan İçöz ilk olarak doğal ve yapay jeotermalleri anlattı. İçöz, daha sonra jeotermallerin genel zararlarını katılımcılara slayt sunumu ile aktardı.
Erhan İçöz'ün üzerinde durduğu bir başka konu ise Sarıgöl'deki fay hatları oldu. Beyaz çizgiler Sarıgöl ve çevresindeki fay hatlarını temsil etmekte. İçöz, bu fay hatları üzerinden depremlerin nasıl oluştuğunu açıkladı.
Sarıgöl Ziraat Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen'de konuşmacılara katılarak Sarıgöl halkına seslendi. Ülgen, JES'lerin Sarıgöl'deki bağcılığın önündeki en büyük engel olduğunu vurgulayarak. ''Partilileşmeyi bir kenara bırakalım, hepimiz Ak Parti, CHP, MHP toplanalım, Ankara'ya Meclis'e gidelim ve Sarıgöl'e JES kurulmasını istemediğimizi dile getirelim'' dedi.
Konuşmacılardan birisi de Ziraat Mühendisi ve Çiftçi-Sen temsilcisi Adnan Çobanoğlu idi. Çobanoğlu, konuşmasına başlamadan önce bu bölgenin insanı olduğunu ve bağcılığın bu bölge için ne kadar önemli olduğunu bildiğini söyledi.
Adnan Çobanoğlu 2006-2008 yıllarını işaret ederek. Üzümlerin neden örtülmeye başladığını anlattı. Çobanoğlu; ''jeotermal boru tetikler. Sulama sularındaki yüksek orandaki bor bağa zarar verir ve verimi çok yüksek oranda düşürür. Bor sulama sularımıza karıştığından beri 'uç kuruması' ve 'ölükol' hastalıkları arttı. Eğer buna önlem almazsak bağcılığı sonu gelebilir.'' dedi
Adnan Çobanoğlu'nun ardından sözü Halk Sağlığı Uzmanı Profesör Doktor Ali Osman Karababa aldı. Karababa; '' Gün içinde bir insan yaklaşık 110 bin adet kimyasala maruz kalıyor. Jeotermaller bu sayıyı daha da yükseltiyor. Ülkemizde kanser oranları her geçen gün yükseliyor. Bunun önüne geçebilmek adına muhakkak jeotermale dur demeliyiz.'' dedi.
Son olarak söz alan Avukat İpek Sarıca, bölge halkının jeotermale karşı açacağı davalarda nasıl ilerlemesi gerektiği konusunda katılımcıları bilgilendirdi.
Panel katılımcıların uzmanlara sorduğu sorulara aldığı cevapların ardından son buldu.