İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi öğrencileri, 'Kent ve Empresyonizm' başlıklı projeyle, kentin tarihi ve çok kültürlü kimliğini sanat yoluyla yeniden yorumladı.
Öğrenciler, proje kapsamında Kemeraltı, Havra, Agora ve Basmane gibi tarihi bölgeleri kapsayan bir gezi gerçekleştirdi. Bu gezide İzmir'in zenginliklerini fotoğraflarla belgeleyen öğrenciler, daha sonra bu kareleri yapay zeka destekli dijital araçlar kullanarak empresyonist tablolara dönüştürdü.
Proje yürütücüsü Dr. Utkan Boyacıoğlu, empresyonizmin temelini vurgulayarak, "Bu sanat akımının en önemli niteliği, yaşamın içinden manzaraları kişisel ve özgün bakış açılarıyla resmetmesidir. Öğrencilerimiz de İzmir'in hem dinamik hem de çok kültürlü yapısını kendi izlenimleri doğrultusunda eserlerine aktardı," açıklamasını yaptı.

Bu çalışma, İEÜ Mikro-Yeterlilikler Ofisi'nin ortaklığıyla hayata geçirildi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Adalet ve Eşitlik Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen ODAK İzmir Projesi'nin ('Ortak, Dayanışmacı, Aktif, Kapsayıcı İzmir') 'Bir Arada Yaşam Rotası' etkinliğiyle birleşerek geniş bir kitleye ulaştı.
Anafartalar Caddesi, Kadı Hamamı, Mavi Kortejo, Hatuniye Camii, Dönertaş Sebili, Kadın Müzesi&Sanathane, Fettah Camii&Mısri Dergahı, Altınpark kazı alanı, Kumrulu Mescit, Aziz Vukolos Kilisesi, Bıçakçı Han&Yıldız Sineması, Basmane Garı gibi kentin tarihi noktalarını gezen 41 öğrenci, bu bölgelerdeki yaşamı gözlemleyip fotoğrafladı. İzmir Ekonomili gençler, ardından da bu fotoğrafları yapay zeka destekli sanat araçlarıyla tabloya dönüştürerek birer özgün sanat eserine imza attı.

‘Paris, Moda ve Empresyonist Resim’ dersini veren, proje yürütücüsü Dr. Utkan Boyacıoğlu, "Kent ve Empresyonizm projemizde, öğrencilerimizin şehri yalnızca gözlemlemelerini değil, aynı zamanda anlamlandırmalarını ve yorumlamalarını istiyoruz. ODAK İzmir iş birliğiyle yapılan bu çalışma, sanatın kente ve toplumsal yaşama dair bir ifade aracı olabileceğini somut biçimde gösterdi" ifadelerini kullandı.
Empresyonizm (izlenimcilik) akımının temelinde günlük yaşamdan kesitler, şehir atmosferi ve ışık-gölge oyunlarının bulunduğunu belirten Dr. Boyacıoğlu, "Bu sanat akımının en önemli özelliği, hayatın içinden manzaraları özgün bakış açılarıyla resmetmek. Biz de bu derste, İzmir’in çok katmanlı yapısını ele aldık. Öğrencilerimiz, kentimizin dinamik ve çok kültürlü dokusunu kendi izlenimleriyle yansıttı" diye konuştu.
Dr. Boyacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ortaya çıkan eserler, başta Elhamra Sahnesi olmak üzere İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin belirlediği alanlarda sergilenecek. Öğrenciler ayrıca, bu karelerin onlarda uyandırdığı duyguları kısa metinlerle ifade edecek; bu metinler de eserlerin altında yer alacak."
Gençlerin kent hakkı, ortak yaşam ve kültürel miras konularında farkındalığını artırmayı amaçlayan proje kapsamında; öğrencilerin etkinlik süresince ürettikleri fotoğraf, çizim ve kısa videolar, önümüzdeki dönemde İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde açılacak ‘Bir Arada Yaşamın İzleri’ adlı sergide de sanatseverlerle buluşacak. Ayrıca, mikro-yeterlilik olarak yapılandırılan etkinlikte şartları sağlayan öğrencilere, İEÜ Mikro-Yeterlilikler Ofisi tarafından dijital rozet verilecek.





