İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, PKK'nın fesih kararını açıkça bir ihanettir diyerek eleştirdi. Müsavat Dervişoğlu, açıklamalarına şu sözler ile devam etti;
Beştepe, Balgat ve küresel ortakları bölücü terör örgütünün sözde kongresinin dört gözle bekledikleri sözde kongresinin sonuç bildirisi nihayet bugün açıklanmıştır.
Varoluşunu ve eylemlerini Türk Devleti'ni, Türk Bayrağını, Türkiye Cumhuriyeti'ni inkar ve büyük Türk milletinin aziz yurttaşlarının toplumsal huzurunu imha üzerine inşa etmiş bir hain terör örgütü Cumhuriyet tarihimizde örneğine rastlanamayan ihanetle kalkışmanın cüretini bu iktidar ve ortaklarından almıştır.
Kahraman TSK'nın, emniyet güçlerimizin, bölgedeki korucularımızın mücadelesiyle bitirilme noktasına gelen terör örgütü maalesef iktidar ve yerel ortaklarının ömür boyu başkanlık ve siyasi hesapları, küresel ortaklarının talimatları ve stratejileriyle PKK terör örgütü olmayan bir savaşın galibi, olmayan bir barışın aktörü haline getirilmiştir.
Yapılan açıklamadan anlıyoruz ki; PKK hedef ver amaçlarından geri adım atmamıştır. Özellikle altını çizmek isterim ki Lozan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapu senedidir. Açıklamada Lozan'ı inkar politikalarına karşı verilen silahlı mücadelenin başarıya ulaştığı iddia edilmektedir. Böyle bir durumda başarı ve müjdeden bahsedebilen iktidara iktidara ve çığırtkanlarına birinci vazifesi Türk istiklalini ve Türkiye Cumhuriyeti'ni daima koruma ve kollama olan Türk istikbalinin evlatları olarak soruyoruz: Terör örgütüne Lozan'ın hangi maddesini verme sözü verdiniz de Lozan'a karşı başardık demektedirler.
Bir terör örgütü Lozan'a karşılık zafer ilan ediyorsa, Türk Devleti'ni ve bu süreci yönetenler kalkışmanın faili olmaktan kaçamazlar. Görmüyor musunuz terör örgütü zaferini ilan ediyor. Okuduğunuzu anlamıyor musunuz? Kazanan PKK ise kaybeden Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir.
Bu bildiriden sonra kuyruğa giren iktidar sözcülerinin açıklamaları da akıllara ziyandır. Cumhurbaşkanının danışmanlarından birinin sözleri nasıl bir ihanetle karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Terör örgütünün bildirisi için, Kürt'lerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti ile birleşmesinin tarihler teyidi ve ilanıdır demek aklın ve vicdanın iflasıdır. Çünkü Kürt kardeşlerimizin Cumhuriyet'in onurlu yurttaşları oldukları 29 Ekim 1923'te zaten teyit ve ilan edilmiştir.
Büyük Türk Milleti, bir başka soru da evlatlarımızın katiline özgürlük vaadidir. Yasa dışı örgütün, yasa dışı kongresinde alınan kararlar için sarf edilen şu sözlerin üzerinde de düşünmek gerekir. Teröristbaşının süreci yürütüp yönlendirmesi, demokratik siyaset hakkı ve hukuki güvence talep ediliyor. Bu aşamadan sonra TBMM'nin de rolünü oymaması isteniyor. İktidara soruyorum pazarlık yoksa bu ne demektir? Pazarlık yaptıysanız, bu alçağa özgürlük verip elini kolunu sallayarak siyaset yapmasına müsaade mi edeceksiniz? Büyük Türk Milleti'nin alacağı ve üstleneceği sorumluluk nedir?