Ülkemizde Osmanlı’dan bugüne bir lider etrafında kurulan siyasi partiler, halkın benimsemesi ve desteği ile teşkilatlanmış; liderin ve ekibinin performansı sayesinde uzun yıllar halka hizmet etme ve devleti yönetme fırsatı bulmuşlardır.

Liderlik zordur, hele bir de siyasi partide liderlik yapmak çok daha zordur. Kurduğu partinin gelişip teşkilatlanması için gösterilen performans, lideri oldukça yıpratır. Parti içindeki farklı kanatları, görüşleri ve çıkarları bir arada tutmak, yönetmek ve uzlaştırmak büyük bir yetenek gerektirir.

Liderlerin sorumluluğu sadece teşkilat yapısıyla sınırlı kalmaz; parti politikalarını belirlemek, partinin imajı, finansmanı ve genel başarısından da sorumlu olurlar. Attıkları her adım, söyledikleri her söz yakından takip edilir ve eleştirilir. Özel hayatları sınırlıdır. Uzun saatler çalışmayı, sürekli seyahat etmeyi, toplantılara katılmayı ve mitingler düzenlemeyi gerektirir. Kişisel hayata çok az zaman kalır.

Halkın beklentilerini anlamak, onlarla etkili iletişim kurmak ve güvenlerini kazanmak hayati önem taşır. Parti bütçesini yönetmek, bağış toplamak, seçim kampanyalarını organize etmek gibi pratik konularda da liderlik etmek zorundadırlar. Sürekli eleştiriye, siyasi saldırılara ve yenilgi riskine karşı psikolojik olarak güçlü olmak gerekir. Ülkenin ve partinin geleceği için net bir vizyona sahip olmak, uzun vadeli stratejiler geliştirmek ve bunları hayata geçirmek zorundadırlar.

Tüm bu nedenlerle, siyasi parti liderliği hem profesyonel hem de kişisel olarak çok yıpratıcı; yüksek düzeyde yetenek, dayanıklılık ve fedakârlık gerektiren bir roldür. Liderleri en çok teşkilatlardaki sorunlar meşgul eder. Şöyle ki: Türkiye’de 81 il, 973 ilçe vardır ve lider, teşkilatlardaki görev dağılımı için öyle bir tercih yapmalıdır ki oluşacak kayıplar en az seviyede olsun.

Tüm partilerde yaşanan, hemen hemen her gün haberlerde karşılaştığımız, birbirleriyle anlaşamayıp "bana yan baktı" diyerek bile ayrılan, öfkeyle hareket eden teşkilat mensuplarının istifa haberleriyle meşgul olunmaktadır. Gerçekten kolay değildir. Tüm bu zorluklara rağmen partisini büyüten liderler, devlet yönetme kabiliyetine ulaşmışlardır diyebiliriz.