Siyaset sahnesinde rol çalmaya çalışan cambazlar, Ankara fotoğraflarıyla yerel teşkilatlara yön vermeye çalışıyor.
Siyaset, halkın iradesini temsil etmesi gereken bir alan iken, zamanla bazı aktörlerin kişisel çıkarlarını ön plana çıkardığı bir sahneye dönüşebiliyor. Siyasi arena, tarih boyunca entrikalarla, güç mücadeleleriyle ve karmaşık stratejilerle dolu olmuştur.
Siyaseti az çok takip edenler bilir; genellikle güç sahibi siyasi partilere bazı “cambazlar” yapışıp kalırlar. Bu kişiler bazen kendilerini, bazen de kendilerine yakın olanları siyaset sahnesine sürerler. Konumları son derece manidardır. Hatta bu kişilerin meslekleri ve unvanları zaman zaman herkesi şaşırtır.
Bu cambazlar gücü sever. Gücün karşısında kim varsa yanına bile yaklaşmazlar. Selam dahi vermezler. Sosyal medyada o kişilere mesafeli davranır, hatta yok sayarlar. Tek hedefleri vardır: Güce ulaşmak ve o güçle beraber kendilerine bir alan açmak.
İlk olarak Ankara’da bazı “dayılar” tespit ederler. Hani Aşık Mahzuni Şerif’in bir türküsü vardır ya:
“Kurban gelir, payın yoktur.
Haftan yoktur, ayın yoktur.
Ankara'da dayın yoktur...”
İşte bu cambazlar Ankara’da bazı bakan yardımcılarını, milletvekillerini ve bürokratları ziyaret ederler. Elbette herkes devletin yetkilileriyle görüşebilir, ziyaret etmek için özel bir vasıf gerekmez. Ancak burada niyet önemlidir. Çünkü bahsettiğimiz kişiler, siyasi cambazlardır.
Bu ziyaretlerin ardından çevrelerine "bürokrat tanıdıklarım var" imajı verirler. Sonra yerel çalışmalara başlarlar. Artık kendilerini parti teşkilatlarının üzerinde bir yerde görmeye başlarlar. Çektirdikleri fotoğraflar ile bunu da ispat etmeye çalışırlar. Ancak farkında olmadan (veya belki de bilerek) parti teşkilatlarına büyük zarar verirler.
Bürokratlar, bakanlar ve milletvekilleri bazen bu kişileri kırmamak için onlarla fotoğraf verir. Fakat işin sonrası daha da sıkıntılıdır. Bu cambazlar, kendi illerinde ve ilçelerinde yürüttükleri faaliyetlerle teşkilatın huzurunu bozarlar. “Bakın gördünüz mü? Ankara’da temaslarda bulundum. O iş öyle olmayacak, biz ne dersek o olur, bize güvenin” diyerek ayrı bir ekip oluştururlar. Böylece bulunduğu bölgede fitne ve ayrılıklara neden olurlar.
Bu kişiler sadece siyasetin tadını kaçırmakla kalmaz, parti teşkilatlarında ayrışmalara da sebep olurlar. Ankara’daki siyaset camiasına burada büyük sorumluluk düşmektedir. Bu kişilere dikkat edilmelidir. Çünkü bu siyaset cambazları, demokrasinin ruhunu zedeleyen aktörlerdir.
Onları sahneden indirmek mümkündür. Gerçek siyaset; cambazlık değil, halk için, halkla birlikte yapılan bir hizmettir.