Manisa, geçtiğimiz haftalarda yine o bildik yerel siyaset ve altyapı tartışmalarıyla meşguldü. Ancak birkaç gün önce gelen hastane raporları, tüm siyasi çekişmeleri, bütçe görüşmelerini ve hizmet polemiklerini bir anda sıfırladı.
Gündemin odağı, bir hizmet binasından ya da tartışmalı bir ihaleden çıktı, yoğun bakım ünitesinin o derin, soğuk sessizliğine taşındı. Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, uzun süredir mücadele ettiği kolon kanseri nedeniyle durumu kritikleşince entübe edildi.
Türkiye’nin en genç kadın belediye başkanlarından biri olan Durbay’ın 30’lu yaşlardaki bu hayat mücadelesi, Manisa’yı siyasi kimliklerden bağımsız, 'siyaset üstü' bir insanlık sınavıyla karşı karşıya bıraktı. Gülşah Durbay, bu göreve geldiğinde, sadece bir koltuğu değil, aynı zamanda yoğun bir çalışma temposunu, sürekli tetikte olmayı gerektiren bir stresi ve binlerce insanın beklentisini de devraldı.
Kendisi, kanser teşhisini almasına rağmen görevini bırakmadı. Bu, bir hizmet aşkı mıydı, yoksa sorumluluk bilinci mi? Muhtemelen ikisi de. Ama bu karar, genç bir bedenin limitlerini zorlayan bir mücadeleyi de beraberinde getirdi.
Yoğun bakımda verilen bu nefes mücadelesi, bize bir kez daha hatırlatıyor: Makamlar geçicidir, ama insan sağlığı ve hayatı kutsaldır. Başarılı bir siyasi kariyerin, dev projelerin arkasında, tıpkı bizim gibi, kırılgan bir bedeni olan bir insan var. Doktorların "çoklu organ yetmezliği riski" açıklamaları, Manisalıların yüreğine kor gibi düştü.
Bu kriz anının en değerli yanı, şehrin siyasi olgunluğunu ortaya koyması oldu. AK Parti, MHP, İYİ Parti ,Yeniden Refah ve diğer tüm siyasi aktörler, siyasi çekişmeleri bir kenara bıraktı. Yayınlanan geçmiş olsun mesajları, dualar ve iyi dilekler, siyasi mücadelenin sona erdiği, vicdanların devreye girdiği bir anın fotoğrafıydı.
Bu, Manisa'nın sadece bir büyükşehir değil, aynı zamanda güçlü bir dayanışma kültürüne sahip olduğunu gösterir.