Anadolu'nun dört bir yanında, yolculuklarımıza eşlik eden, serin bir mola yeri sunan yol kenarı çeşmeleri, aslında sadece birer su kaynağı değil, aynı zamanda kültürel mirasımızın ve geçmişin izlerini taşıyan önemli simgelerdir.

Yolcuların susuzluğunu giderdiği, hayvanların su içtiği bu çeşmeler, yüzyıllar boyunca birer buluşma noktası, hatta bazı durumlarda sanat eseri niteliği taşımıştır. Ancak ne yazık ki günümüzde bu çeşmelerin çoğu, ihmal, bakımsızlık ve kirlilik nedeniyle acınası bir durumda. Bir zamanların can veren pınarları, şimdi göz ardı edilmiş, hatta çevre kirliliğinin bir göstergesi haline gelmiş durumda.

Yolculuk esnasında susamasanız bile kenarda gürül gürül akan çeşmedeki suyun tadına bakayım, şifa niyetine bir şişe su alayım diye heyecanla çeşmeye geliyorsunuz. Sonra o da ne! Çeşmenin sağı, solu, arkası her yer çöp içinde. Ne zaman böyle olduk, içimizde ne zaman böyle ahlaksız bireyler çıkmaya başladı anlamıyorum. Dünyada iyi ve kötü diye iki tür insan var.

Bakın, artık teknoloji çağındayız. Anlaşılan, kötü insanlara dur diyebilmek için caydırıcı önlemler almamız şart. Günlerdir orman yangınlarıyla uğraşıyoruz. Uzmanlar yol kenarlarında atılan şişelerden bahsediyor ve uyarıyorlar. Peki kim dinliyor? O kadar uyarıya rağmen gittiğimiz her güzel yerde; ormanda, sahilde, tarihi yerlerde ve çeşme başlarında her yer şişe, her yer çöp. Artık belirli noktalara kamera sistemleri koymanın zamanı çoktan geçti.

Doğa, teknoloji ile birlikte daha temiz ve güvenli bir hale dönüşecekken maalesef cam şişelerin, her türlü plastiklerin ve doğada kaybolması yüzyıllar süren atıkların istilası haline geldi. Öyle ya, bundan seksen yıl önce orman yangınları yok denecek kadar azdı, çevre gayet temizdi çünkü atıklar yoktu, çöp diye bir dert yoktu. Ya şimdi? Her türlü teknolojik imkanlar var; çöp bidonları başta olmak üzere geri dönüşüm tesisleri, temizlik araçları, sayamayacağımız birçok imkan mevcut. Ama ne eksik? Ahlak, şuur, merhamet eksik.

Büyüklerimiz her zaman söyler: "Bir kişide 'Allah korkusu', maneviyat yoksa her türlü kötülüğü yapar." diye boşuna dememişler. Yol kenarı çeşmeleri, sadece birer su kaynağı olmanın ötesinde, kültürel mirasımızın sessiz tanıklarıdır. Onların pislik içinde, kaderine terk edilmiş hali, aslında bizlerin çevreye ve değerlerimize ne kadar sahip çıktığımızın da bir göstergesidir. Bu dramın son bulması için topyekûn bir çaba göstermek, hem kendimize hem de gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak adına büyük önem taşımaktadır.

Allah dünyamızı kötülerden korusun. Umarım çok geç olmadan daha temiz bir dünya için doğayı kirletenlerle etkili mücadele edilerek, caydırıcı cezaların ve gerekli tedbirlerin alınması için harekete geçilir.