Manisa, Türkiye'nin en verimli tarım arazilerinden birine sahip. Bu bereketli topraklar, yüzyıllardır üzüm ile özdeşleşmiş durumda.
Manisa'nın hem sofralık yaş üzüm hem de kuru üzüm üretimi, hem ulusal hem de uluslararası pazarda önemli bir yer tutuyor. Manisa tarımını domine eden ürün tartışmasız üzümdür. Özellikle Sultaniye çekirdeksiz üzümü, hem iç hem de dış pazarda büyük bir paya sahip. Ancak bu yüksek verimin arkasında, ciddi bir su ihtiyacı yatmaktadır.
Üzüm bağlarının verimli olabilmesi için düzenli ve yeterli sulama şarttır. Geleneksel sulama yöntemlerinin yanı sıra modern sistemler bile, su kaynaklarının giderek azaldığı bir dönemde önemli bir maliyet ve risk oluşturuyor.
Son yıllarda, iklim değişikliği, kontrolsüz bağ dikim alanlarının genişlemesi ve aşırı su tüketimi nedeniyle birçok bağ sulama sıkıntısı yüzünden zarar gördü; pompalar kurudu, yer altı suları çekildi. Böylelikle bu tek ürüne dayalı tarım modelinin riskleri daha belirgin hâle geldi. İşte tam bu noktada, bir başka değerli meyve olan incir, alternatif bir yol olarak öne çıkıyor.
Peki, Manisa'da incir, üzümün tahtını sallayabilir mi?
İncir, Manisa'nın bazı bölgelerinde zaten yetiştirilen ancak üzüm kadar yaygınlaşmamış bir ürün. İncirin alternatif olarak öne çıkmasının temel nedeni, incir ağacının üzüme göre kuraklığa ve yüksek sıcaklıklara daha dayanıklı bir yapıya sahip olmasıdır.
Bu özellik, iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek isteyen çiftçiler için cazip bir seçenek sunuyor. İncir ağacının üzüme göre daha az ilaçlama ve bakım gerektirmesi, üretim maliyetlerini düşürebilir. Kuru incir, dünya genelinde aranan ve katma değeri yüksek bir ürün. Bu durum, incir üreticileri için daha istikrarlı bir gelir potansiyeli oluşturabilir.