Manisa'da kuraklık mı, susuzluk mu yaşıyoruz? Ülkemizin tarımsal üretim merkezlerinden biri olan Manisa, son yıllarda giderek artan bir su sorunuyla karşı karşıya. Peki, bu yaşananlar gerçekten kuraklık mı, yoksa susuzluk mu?
Kavramlar benzer görünse de temel farkları var ve bölgesel çözümler için bu ayrım çok önemli. Geçtiğimiz günlerde Meteoroloji Genel Müdürlüğü, ülkemizin aylık kuraklık haritasını paylaştı. Manisa olarak şiddetli kuraklık bölgesindeyiz.
Kuraklık ile susuzluk birbiriyle ilişkili ama farklı durumlar. Kuraklık, bir bölgede yağışların uzun bir dönem boyunca normal seviyelerinin altına düşmesi sonucu ortaya çıkan doğal bir iklim olayıdır. Bu durum, arazi ve su kaynaklarını olumsuz etkileyerek hidrolojik dengenin bozulmasına neden olur. Susuzluk ise daha çok su kıtlığı ile eş anlamlı kullanılabilir ve genellikle su kaynaklarının, mevcut talebi karşılayamayacak düzeyde yetersiz kalması durumunu ifade eder. Bu durum, sadece yağış azlığından (kuraklıktan) değil, aynı zamanda:
- Su kaynaklarının kirlenmesi,
- Su kullanımındaki israf,
- Nüfus artışı ve su talebinin yükselmesi,
- Su depolama ve dağıtım altyapısının yetersizliği gibi faktörler nedeniyle de yaşanır.
Tarım kenti olmamız nedeniyle araziler her ne kadar damlama sulama sistemiyle sulansa da, bağını vahşi sulama yöntemiyle sulayan çiftçileri de görüyoruz. Durum çok ciddi. Susuzluk nedeniyle birçok çiftçi şu an bağını ya hiç sulayamıyor ya da yetersiz sulama ile bir an önce hasat zamanını bekliyor. Tarımsal sulama ciddi bir sorun ama bu gidişatla daha ciddi sorunumuz içme suyu sıkıntısı olacak gibi görünüyor.
Su israfı ve susuzluk geçtiğimiz Cuma günü Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Cuma hutbesine de konu oldu. Gerçekten de ülke genelinde durum çok ciddi. Hani bazen su hatlarındaki arıza nedeniyle birkaç saat susuz kaldığımızda ne kadar sıkıntı çekiyoruz, öyle değil mi? Bu sıkıntının sürekli hale dönüştüğünü düşünmek bile istemiyorsak, suyun kıymetini bilelim. Açık gördüğümüz boşa akan her musluğu kapatalım, yetkililere durumu ihbar edelim, su israfına dur diyelim.
