CHP’nin Osmanlı’ya yönelik eleştirileri tarihî bir zorunluluk muydu, yoksa günümüzde toplumsal karşılığı olmayan bir yaklaşım mı? Özgür Özel’in son söylemleri üzerinden CHP’nin geçmişle ilişkisini ve bu yaklaşımın siyasete etkilerini nasıl okumalıyız...

Başlığı görünce insan şaşırıyor; Cumhuriyet Halk Partisi ile Osmanlı İmparatorluğu isimleri yan yana gelince bir tuhaflık hissediliyor sanki. Bu duygunun nedeni, CHP'nin Osmanlı İmparatorluğu’na yönelik genellikle eleştirel bir bakış açısına sahip olmasıdır. CHP’nin yaptığı bu eleştiriler, partinin kuruluş felsefesi olan Cumhuriyet devrimleri ve modernleşme hedefleriyle yakından ilişkilidir.

Bir iktidar veya belediye yönetimi değişikliğinde, yeni gelen başkan genellikle “Enkaz devraldık, yeniden inşa edeceğiz” diyerek hedeflerini ortaya koyar. Türkiye, yeni bir yönetim sistemi olan Cumhuriyet’e geçiş yapmıştır; elbette eski yönetime dair eleştiriler olacaktır. Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in bu konuyla ilgili şu sözlerini hatırlamak yerinde olur:
“Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Osmanlı kötülendi. Bunun bir sebebi vardı. Din kuralları ile idare edilen bir devletin yerine, Batı hukukunun esas alındığı Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştu. Yeni devleti oturtmak, sağlamlaştırmak için böyle yapılmak mecburiyeti vardı. Artık Cumhuriyet oturdu. Tehlike kalmadı. Hâlâ Osmanlı’yı kötülemeye devam etmenin bir manası kalmadı. Bunun kimseye faydası yok.”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den de sık sık Osmanlı’nın son dönem padişahlarına yaptığı atıfları ve eleştirileri duyar olduk. Sayın Özel’in bu söylemleri, galiba daha çok iktidarın Sultan Abdülhamid’e olan sevgisi ve söylemleriyle ilgili. Ancak iktidar yetkilileri bazı padişahları benimsiyor diye siz neden eleştirirsiniz?

İktidar olmak isteyen CHP’nin, halkın büyük çoğunluğunun sempati duyduğu tarihi şahsiyetleri eleştirme durumunda kalması, siyasi açıdan da sorgulanmalıdır. Özgür Özel’in son dönemde Jön Türkler ve İttihat ve Terakki ile ilgili çıkışları da gündeme geldi. Bu konuda yaptığı açıklamalarda şu ifadelere yer verdi:

“Ben Fatih Sultan Mehmetçiyim. Biz yükselme döneminin Manisa’dan yetişmiş, İstanbul’u fethetmiş, fethettiği yıl 1453’te İstanbul Üniversitesi’ni kurmuş padişahının izindeyiz. Biz Fatihçiyiz. Eğer taraf belirleyeceksek; işgale direnmeyip kırmızı halı serenleri, İngiliz zırhlısına binip kaçan Vahdettin’i savunuyor Tayyip Bey. Biz 1. Meşrutiyetçiyiz, 2. Meşrutiyetçiyiz. Hepimiz öyleyiz. Tayyip Bey ise bizim kurdurduğumuz Meclis-i Mebusan’ı açtırdığımız 33 yılı kapatan tarafı savunuyor.”

Ben bu açıklamaların CHP’ye faydadan çok zarar getireceği kanaatindeyim. 1. Meşrutiyet, Sultan Abdülaziz’e darbe yaparak şehit eden bir grubun eliyle gerçekleşmiştir ve ardından 93 Harbi ile İstanbul’un işgal tehlikesi yaşanmıştır. İttihat ve Terakki yönetimi ise Sultan Abdülhamid sonrası büyük bir facia ile sonuçlanmış ve devletin yıkılmasıyla neticelenmiştir. Sayın Özel’in bu gerçekleri bildiğini düşünüyorum, ancak verilen bu tartışmalı örnekler muhafazakâr kesimde ters tepebilir. Bu da yerel seçimlerde kazanılan şansın kaybedilmesine ve Cumhurbaşkanı adayına dahi zarar verebilir.

Sayın Özel’in Osmanlı İmparatorluğu’nun yükseliş dönemi padişahlarını benimsediğini söylemesi elbette olumlu bir gelişmedir. Ancak halk, tarihiyle barışık bir CHP görmek istiyor. CHP yönetimine naçizane tavsiyem; toplumun tarihi ve kültürel değerleriyle barışık, birleştirici ve kapsayıcı bir söylem benimsenmesidir. Tarihi şahsiyetleri ve dönemleri doğrudan eleştirmek siyasette anlatması zor ve riskli bir alandır. Böyle bir alana neden girilsin ki? Geçmişten ders çıkararak geleceğe dair söylemlerde bulunmak daha etkili olmaz mı?

Hz. Mevlana’nın dediği gibi: “Dün dünde kaldı cancağzım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.”

Hatasıyla sevabıyla yüzlerce yıl üç kıtaya hükmetmiş ecdadımıza saygı duymalıyız. Eğer onlar o gün o mücadeleyi vermeseydi, biz bugün bu topraklarda olamazdık. Bizlere bu vatanı miras bırakan Sultan Alparslan’dan Selçuklu’ya, Ertuğrul Gazi’den Osmanlı’ya, Mustafa Kemal Atatürk’ten Cumhuriyet’e kadar tüm ecdadımıza rahmet olsun, ruhları şad olsun.

CHP’den beklenen de işte tam olarak budur.