Ülkemizin zengin tarihi ve kültürel mirası maalesef definecilerin hedefinde tüm önlemlere cezalara rağmen amansızca bir tahribat söz konusu. Bu gözü dönmüşlük hali maddi kazanç hırsı ile son yıllarda artık defineciler devletin koruduğu, sit alanlarına saldırmaya başladılar.

Ülkemiz  binlerce yıl bir çok medeniyete ev sahipliği yapmış muhteşem bir turizm alanı ve potansiyelimiz var. Doğal güzelliklerimiz, eşsiz tabiat alanlarımız yanında muhteşem bir tarihi kültürel eserlerimiz var. Dünyanın dört bir yanından insanlar, ülkemizin bu güzel tarihi eserlerini görmek için akın akın gelirken, bilinçsizce katledilen eserlerimizin göz göre göre yok olmasına elbette ki müsaade edemeyiz. 

Hükümetin son yıllarda antik kazı alanlarında yaptığı kazı çalışmaları son hız devam ediyor. Öyle ki  bazı antik kentlerde kazı kurtarma alanlarının tahminen tam olarak ortaya çıkması yüz yıllar alabilir deniliyor. 

Öğretmenlerimiz daha ilkokul yıllarımızdan itibaren "turizm bacasız sanayidir" derlerdi ve bu eğitim verilirdi. Ülke ekonomisine büyük katkısı olan turizmi ayakta tutan tarihi eserleri korumamız gerektiği konusunda her okulda verilen eğitimin yanında yine diyanetin hutbelerinden ve kamu spotları vesilesiyle Tv ve sosyal medya mecralarından halkı bilinçlendirme ve uyarı metotlarını geliştirmeliyiz. 

Manisa'mızda çok sayıda bulunan ve "Anadolu piramitleri" diye adlandırılan 2500-3000 yıllık Lidya Tümülüsleri maalesef delik deşik vaziyettedir. Bu insan eliyle yapılmış tepeciklerin içi binlerce yıl önce zaten soyulmuş vaziyette iken, günümüzde bize sadece  görüntüsü kalmıştır.  Ancak defineciler o görüntüyü de mahvetmek için elinden geleni yapıyorlar.

En son 2 yıl önce Ahmetli ilçe sınırlarında ki bir tümülüse gece kepçeyle kazarak tahrip ettiler. Özellikle sosyal medya da bilinçsiz ve kötü niyetli kişilerin iştahını açan dedektör reklamları sebebiyle binlerce defineci bu maceraya girişiyor. Bu tarih düşmanlarına bu soygunculara artık çok sert tedbirler getirilmelidir ,denetimlerin artırılması, cezaların caydırıcı hale getirilmesi, kamuoyunun bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, Türkiye'nin eşsiz kültürel mirası definecilerin tahribatıyla karşı karşıya kalmaya devam edecektir.