Belediye meclisleri, yerel yönetimlerin en kritik organlarından biridir. Şehrin geleceğini şekillendiren kararların alındığı, sorunların tartışıldığı ve halkın taleplerinin dile getirildiği bu platformlar, canlı ve dinamik tartışma ortamları sunmalıdır.
Manisa'nın birçok ilçesindeki belediye meclislerinde, beklenenin aksine bir sessizlik hâkim. Meclis üyeleri, özellikle muhalefet partilerinden olanlar, bazen halkın sesi olmak yerine neden suskun kalmayı tercih ediyor?
Son dönemlerde birkaç kişi hariç, Manisa ve ilçelerinde belediye meclis üyelerinin mecliste olan biteni, verdikleri önerileri veya şerh düştükleri çalışmaları basınla ya da şahsi sosyal medya sayfalarından paylaştıklarını gördünüz mü? Belediye meclis üyeleri toplantılarda sessiz kalıyor, halkın sorunlarını gündeme taşımakta çekingen davranıyor.
Benim tespitlerim şöyle: Meclis üyeleri çoğunlukla siyasi partiler aracılığıyla seçiliyor. Bu durum, bireysel fikirlerin önüne geçerek “grup kararı”nın baskın hale gelmesine neden olabiliyor. Parti içi hiyerarşi, üyelerin özgürce konuşmasını engelleyebiliyor. Özellikle belediye başkanının aynı partiden olması durumunda eleştirel sesler bastırılabiliyor.
Bazı üyeler, görev ve yetkilerinin sınırlarını tam olarak bilmedikleri için aktif rol almaktan çekiniyor. Teknik konularda yeterli bilgiye sahip olmamak, öneri sunma cesaretini azaltabiliyor. Bu da meclis toplantılarını pasif bir izleme alanına dönüştürebiliyor.
Bazı üyeler, siyasi kariyerlerini riske atmamak adına sessiz kalmayı tercih ediyor. Eleştirel çıkışlar, parti içi dengeleri bozabileceği gibi, yeniden aday gösterilme ihtimalini de etkileyebilir. Bu nedenle “görünmez kalmak” stratejik bir tercih haline gelebiliyor.
Tüm bu nedenler göz önüne alındığında, belediye meclislerinin sadece kararların onaylandığı birer formalite mekanizması haline gelme riski taşıdığı görülüyor. Bir şehrin gerçek anlamda yönetilebilmesi ve halkın sorunlarının çözülebilmesi için meclis üyelerinin özgürce konuşabildiği, eleştirebildiği ve hesap sorabildiği bir ortamın sağlanması gerekiyor. Aksi takdirde belediye meclisleri sadece sessiz bir salondan ibaret kalacaktır.
Belediye meclis üyelerinin suskunluğu, yerel demokrasinin etkinliğini azaltıyor. Temsil görevi sadece koltukta oturmak değil; halkın sesi olmakla anlam kazanır. Bu nedenle hem siyasi partilerin hem de vatandaşların meclis üyelerini daha aktif olmaya teşvik etmesi gerekiyor.