Manisa, Ege Bölgesi'nin önemli şehirlerinden biri olmasının yanı sıra, son dönemde yerel siyasette yaşanan gerginliklerle de gündeme geliyor.
Özellikle resmi törenlere ve belediye açılışlarına siyasi parti temsilcilerinin karşılıklı olarak davet edilmemesi, şehrin siyasi atmosferini zehirleyen ve kurumsal işbirliğini sekteye uğratan ciddi bir sorun haline gelmiş durumda.
Bu durum, yalnızca siyasetçilerin değil, tüm Manisalıların hak ettiği siyasi nezaketin kaybolduğuna işaret ediyor. Resmi bayram törenleri, anma günleri ve devletin düzenlediği diğer etkinlikler, normal şartlarda partiler üstü bir ruhla, şehrin tüm kurum ve siyasi temsilcilerini bir araya getirmesi gereken platformlardır.
Ancak Manisa'da, yerel yönetimlerin farklı siyasi partilere mensup olmasıyla başlayan bu gerilim, resmi törenleri de içine çekmiştir. Son olarak geçtiğimiz hafta içinde CHP Manisa İl Başkanı İlksen Özalper, Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nin akademik yıl açılış törenine muhalefet partilerinden temsilci çağrılmamasını eleştirdi.
Başkan Özalper, “Üniversiteler Cumhur ittifakının değil, herkesindir” diyerek duruma tepki gösterdi. Bazı ilçelerde resmi kurumlar tarafından düzenlenen bayram, anma veya açılış gibi törenlere muhalefet parti temsilcileri davet edilmediklerini veya protokolde hak ettikleri yer verilmediğini söylüyorlar.
Bu durum, devleti temsil eden kurumların tarafsızlık ilkesini zedeleyen bir yaklaşımdır. Örneğin; Sayın Cumhurbaşkanının 29 Ekim programına diğer siyasi parti liderlerini davet ettiği bir ortamda nasıl olurda ilçelerde tam tersi yaşanabilir.
Aynı durum maalesef Büyükşehir veya ilçe belediyelerinin toplu açılış törenlerinde de görülüyor.
Bu durum, siyasi bir misilleme döngüsü oluşturarak gerginliği daha da artırmaktadır. Siyasi parti temsilcilerinin resmi etkinliklerden dışlanması, yerel demokrasi ve şeffaflık açısından iki temel tehlike barındırır Siyasi partiler, sonuçta kendilerine oy veren binlerce vatandaşı temsil etmektedir.
Temsilcilerin davet edilmemesi, o partiye gönül veren vatandaşların da kurumsal etkinliklerde temsil edilme hakkının dolaylı yoldan gasp edilmesi anlamına gelir. Siyaset, dışlama değil, kapsayıcılık sanatıdır.
Bir şehrin sorunlarının çözümü, Büyükşehir Belediyesi'nden ilçe belediyelerine, Kaymakamlıktan sivil toplum kuruluşlarına kadar tüm aktörlerin ortak aklına ihtiyaç duyar.
Törenlerde dahi bir araya gelmekten kaçınan siyasi aktörlerin, şehrin altyapı, çevre veya sosyal projeleri gibi kritik konularda sağlıklı bir işbirliği zemini oluşturması mümkün değildir.
Manisa'nın bu kısır döngüden kurtulması için atılması gereken adımlar nettir: Devletin resmi törenlerinde, "Protokol Kuralları" ve "Devlet Teşkilatı Kanunu" çerçevesinde hareket edilmeli, siyasi kimlik ne olursa olsun, yasal olarak hak eden her temsilciye davet gönderilmeli ve protokoldeki yeri sağlanmalıdır.
Yerel yönetimlerin, hizmetin siyaseti olmayacağını benimseyerek, açılış ve etkinliklerine dahi olsa, şehirde temsil edilen tüm siyasi partilerin temsilcilerini davet etmesi gerekir.
Siyasi rekabetin nezaket sınırları içinde kalması, Manisa'nın kurumsal saygınlığını artıracaktır. Manisa'daki siyasi aktörler, kişisel veya partisel çekişmeleri bir kenara bırakarak, temsil ettikleri şehrin ortak çıkarlarını ön planda tutmak zorundadır.
Aksi takdirde, bu gerginlik ortamı, hizmetlerin aksamasına ve vatandaşın siyasete olan güveninin daha da sarsılmasına neden olacaktır. Şehrin geleceği, tören masalarındaki koltuk kavgasından çok daha önemlidir.